sevgilinizden ayrılırsınız canınız sıkılmaz canınızın neden sıkılmadığına takılırsınız
ekilirsiniz umrunuzda olmaz
reddedilirsiniz sallamazsınız
seni seviyorum diyenlere gülüp geçersiniz
babanız vefat eder cenazesinde ağlayamadığınız için utanır büyük çerçeveli güneş gözlükleri takarsınız
hatta düştüğünüz durumları garipsersiniz gülersiniz falan
anneniz sizi piskoloğa götürür size sorarlar neden evladım
cevabını bilmiyorsunuzdur. sadece garip hissediyorsunuzdur uzaylı gibi
insanlarmı garip sizmi sorar durursunuz.
karmakarışık bir dügüm olmuşsunuzdur
ölümlü dünya ne gereği var anlamı ne amacı der geçiştirirsiniz sizi anlamaya çalışanları
çünkü sizde anlayamazsınız kendinizi deli damgasıda yersiniz arada hoşunuzada gider.
herhangi bir yerde bakılmaz da yüzünüze kendi ellerinizi ısırırsınız "burda mıyım?", muhabbet arası lafa dalıcı olursunuz da yine de duymazlar, bir keresinde vapurda yanımda oturan ve cinsiyetsiz bir kokuya sahip biri kulaklıkla müziklerini dinliyordu, hepsini duyuyordum.
"bu müzikler beyni uyuşturur" dediğimde duyan olmamıştı, işte o zaman onun için hiçbir şeydim, yalnız insanlar bir başkalarının yalnızlıklarına birkaç parça şey hediye etse ki mesela massive attack - butterfly caught dinlerken parmakuçlarımı tutsaydı, bir gün "yalnızlığın dağınık fırsatları vardır" derken ne demek istediğimi anlayan biri çıksaydı portishead - roads dinlerken sigarasını bana uzatarak,
bazı insanların hiçbir şeyiyim.