böyle bir yaratığa kim niye yazarlık verir anlamak güç gerçekten. güzellik özellikse, çirkinlik de tüzellik değil özelliktir. güzel olmadığı için özel olmayan bir bayan. neyse daha yazmayayım, çünkü "ankara" dedikçe, "kıçım kara" diyen einstein sayısı bir hayli fazla.
olabilir doğaldır. belki de sizin bilmediğiniz ve farkedemediğiniz bir özelliği farketmiştir sevgili kişisi. her özelliği herkes farkedecek değil ya gizli potansiyeller, tinsel özellikler ve karakterli olmak düşünüldüğü zaman. başkalarına göre 90-A göğüsleri olan bir kadın kimisi için boş anlam ifade ederken kimisi için başka anlamlar ifade eder. insanlar renk renk, zevkler farklı, kiminin ruh güzelliği, kiminin fiziki güzelliği belli olmaz azizim kim kime göre neye göre hoş.
cinsiyetinden önce benim gibi, diğerleri gibi **insandır. fiziki özellikleri senin hoşuna gitmedi diye, sen beğenemedin diye sevgilisi olmayacak diye bir kaide yok.
sen beğenmeyebilirsin, sevmeyebilirsin, haddin olmadığı halde hakaret edebilirsin. duur orda! ne diyorum ben ya. kendine gel zeytinli! hakaret makaret edemezsin, adamın alnını karışlarım.
neymiş? herkes senin gibi şekilci değilmiş. neymiş? insanları fiziki değil, ahlaki yönüyle ele almak gerekirmiş. neymiiiş? insanları kendi uydurduğumuz kalıplara sokmak aptallık belirtisiymiş. bildin mi? hiç sanmıyorum. ama olsun yine de üzerine bi düşün derim ben şu satırların. olmadı en azından oku. olmadı hecelerine ayır. daha da olmadı biz uludağ sözlük yazarları olarak sana bu konu hakkında bi toplantı düzenleyelim. hizmette sınır tanımıyoruz efenim.
şey gibi düşünün bunu arkadaşlar;
ben makarnayı yoğurtlu severim, ali salçalı sever, ayşe domates soslu sever, diğeri sade sever. aynı yemeği farklı şekillerde tüketiriz. şimdi benim kalkıp ayşe'ye sade makarna yediği için hakaret mi etmem gerekiyo? yok ayşe'cim edemem zati. ne diyim ben ayşe'ye şimdi ben yoğurtlu seviyorum diye kıza midesiz mi diyeyim, zevkine mi tüküreyim? ne edeyim ben? olmaz atalay. yapamam. sen de yapma. yapmayın arkadaşlar.
düzenleme: bu arada ayşe sade değil, domates soslu makarna seviyomuş. cümlenin devamını sinirden yanlış yazmışım lan.
'Halife Harun Reşid birgün aşkları dillere destan olan Leyla ile Mecnun'un Leylasını merak edip huzuruna çağırtır. Kimdir bu Leyla,güzelliği gerçekten dillere destanmıdır diye. Nihayet Leyla Halife nin huzuruna çıkartılır . Halife Leyla'yı görünce hayal kırıklığına uğrar. Cazibesi olmayan sıradan kadınlardan birisiymiş Leyla. 'Leyla dedikleri bu mu Allah aşkına? Mecnun bunun neyine vurulmuş ki? Öteki kadınlardan ne farkı varmış?'der.
Bunu duyan Leyla sen Mecnun değilsin kider.Sen beni bir de Mecnun un gözleriyle görebilsen!
anlatmak istedğim tam olarak bu, özelliği olmadığını senin baktığın gözler düşünür, sevgilisinin gözü ile bakıldığında apayrı dünya vardır ki bunun adı sevgidir..
mecnun Herkese Leyla demiş, her şeyi Leyla bilmiş, Leyla ile uyanmış, Leyla ile yatmış, Onun bu cezbeli halini görenler hüzünlenmiş; Bir kuru kara kız için değer mi be Mecnun demişler, Bu Mecnun hitabı beyninde yankılanmış durmuş, Dönmüş ve onlara demiş ki; Ona kuru kara kız diyenler bir de benim gözümle baksalar ya!
ee mecnun olmak zor zanaat.. boşuna dememiş: Leyla yok, Leyla içimde, Yıllarca peşinde koştuğum Leyla -sol yanına vurarak yumruğunu- burada.. Bu bedende, bu ruhta.. Bu şekle bürünmüş kişi de kim? Benim Leyla, Leyla benim!
Sevgilisi olmayan kızların bilmem kim malının bile sevgilisi var diyip kıyaslamalara maruz bıraktığı ve vasıfsızlıklarıyla nasıl sevgili buluyor dedikodularıyla alçaltılan kızcağız.
Sevgilisi olmayan kızların bilmem kim malının bile sevgilisi var diyip kıyaslamalara maruz bıraktığı ve vasıfsızlıklarıyla nasıl sevgili buluyor dedikodularıyla alçaltılan kızcağız.
