okan bayülgen'in de dile getirdiği bir gerçektir. hep vatanı uğruna canını verecek olanlar fakirdir. ne bir zengin çocuğunun şehit olduğunu, ne de zengin bir annenin gözünde gözyaşı olduğunu gördük. bu nasıl bir adaletsiz dünya!
Türkiye'de sermaye sahiplerinin, kapitalistlerin yaşanılan savaştan para kazanıyor, silah satıyor, çıkar sağlıyor olması ile alakalıdır.
Hala koç, sabancı için "lan adamlar ülkeye yatırım yapıyor" geyiği yapılsın bakalım.
edit; ayrıca bu savaşın niye var olduğunu, silahın çözüm olamayacağını, çocuğu bir hiç uğruna ölen insanların çocuklarımız niye ölüyor diye sorgulaması lazımdır. bu duygusallık ile insanlar ölmeye devam edecektir.
ülkenin yarısı zengin olsa anlarım da bu ülkenin %90'i zaten açlık sınırının altında yaşıyor. bu demek oluyor ki şehit olan her 100 kişiden 10'u bu sınırın üstünde olmalı.
araştırıp bakmak lazım şehitlerin ailelerinin ekonomik durumlarına.
ayda 10.000 tl yi bir komutana hibe ederek antalya da krallar gibi askerlik yapan bir kodaman oğlu tanıyorum.
var hepsinden, iyisinden kötüsünden herzaman herşeyde olduğu gibi burda da var elbet.
ama çok kilolu olmasına ve askere alınmamasına rağmen, gönüllü olarak askere alınan ve komando olarak tunceli de şehit düşen bursalı erman lar da var.
diyeceğim o ki; şehitlik öyle herkese nasip olacak iş değil.
yiğit, ahlaklı, imanlı olmak lazım.
bedelli askerliğin sonucudur. bu başlığa göre bedelli kaldırılmalı, sonuçta askere, eğitim alıp ülkeyi gelecekte savunabilmek için gidilir, kurtulmak amaç olmamalı.
askeriyenin de adil bir kurum olmaması.
en basitinden askerlik yapan herkes bilir ki acemi, yemin törenine kadar çarşıya çıkamaz.hatta alaydan burnunu bile dışarı çıkaramaz.ama şekliniz varsa gayet güzel sabahtan akşama kadar sivil de giyinirsiniz, çarşıda da gezersiniz.
zengine kadar gitmeye gerek yoktur.hiçbir vekilin oğlu yok henüz. asıllarının evlatları şakır şakır düşerken vekilinin oğlunun daha ayak izi bulaşmadı cepheye.
mehmet beyin oğlu ile mehmetçik arasındaki sınıfsal farktan kaynaklanır. ulemaya sorar isek muhtemelen kader der, ölümü kutsar, şehit olma vecdinden, şehitlik mertebesinden bahseder.
bu memlekete faydalı olabilmemiz için evvela ölmememiz gerektiğinden, yaşamamız icab ettiğinden bahsetmez.
gercek, oz, hakiki, su katilmamis vatan hainlerini desifre eden durumdur.
o zenginler mi? hayir, onlar ellerindeki ile yasamaya calisiyor. gercek vatan hainleri, bu durumu gordugu halde sorgulamayan, bu duruma goz yumup sagda solda "sehitler olmez, vatan bolunmez" edebiyati yapan, kendi insanini sorgusuz sualsiz olume gonderdikten sonra kuytuda bu zenginlerin, pasalarin, buyuk adamlarin kiclarini yalayan, elini gotunu open yaratiklardir. bu agzi kalabalik, yaygaraci ve bos beyinler olmasa ya zengin de ayni kaderi paylasacak ya da bu kan banyosu bitirilecektir.
otuz yila varan, amaci, sonucu belli bile olmayan karanlik ve kirli bir politikayi savunurken uc bes "vatan, millet, kader" kelimesini bir araya getirerek insanlar uzerindeki terorun tek tarafli olmadigini, sadece pkk'dan gelmedigini ispat ederler. ellerinde olen butun o fakir ve siradan insanlarin kanlari vardir. caktirmadan bagris cagris ile kafa sikerek kendilerini gorunmez hale getirirler.
acik bir elektrik kablosunu tamir etmeden, kapatmadan, tedbir almadan bile bile insanlari o kabloyu tutmaya, tutmayanlari da vatan haini olmakla tehdit ederek olumler seyretmekten zevk duyarlar, sadisttirler cunku. parasi olan adam da bu kabloyu tutmamanin bir yolunu satin alir; ne yapacakdi bile bile olecek miydi?
devam edin insanlar, cok guzel gidiyorsunuz, hic bozmayin...