muhtemel lise talebesidir, cinsel hayatındaki mutsuzluklar onu tuvalete sürükler ve 10 dakika kadar sonra içinde bir pişmanlıkla kapıyı çarpar odasına gider 30 dk kadar yakıtı testesteron olmayan hayallere dalar ve hikaye tekrar tuvalette uzanır. düzenli bir cinsel hayata geçene kadar bu döngü devam eder. ardından bir kadını anlamaya çalışırken mutsuzluğa düşer, tuvaletteki günlerini özler
ardından evlilik denen batağa saplanır ve çektiği krediler ile bankalar ile daha sık görüşmeye başlar kredi kartları cabasıdır. azraili görünce sonunda geldin be üstad demesi muhtemeldir.
öğrenci dönemi zaten ergenlikle geçer ve mutlu olamaz, üniversiteden mezun olur askere gider mutlu olur fakat bunun geri dönüşü var * iş bul, kız bul, derken ömür geçmiş mi mutsuz hayatla.
bu durum etnik köken,çevre,koşullar v.b den çok soyut bir durumdur.Eğer o aşkınlığı sağlamışsa insan mutlu olma ihtiyacını alt etmiş demektir ve oda hiçbirzaman mutlu olamaz.
sosyolojik açıdan pek çok ırkdaşıyla aynı duyguları taşıyan türktür. nasıl mutlu olacaksın ki bu cehennemde. sağımız solumuz önümüz arkamız aç gözlü düşman kaynıyor ve bize bu topraklarda yaşamış olan diğer tüm medeniyetlerin ortak kaderini yaşatmak için bekliyor. kapitalizm bunu daha beter yaptı.
anormal bir durum değildir. mutlu olunacak neyi varki? üniversitesinin bolognası devletinin AB birliği sisteminin bozukluğu sansürlü medyası kpss li memurluğu bla bla bla..bu kadar engedle pollyanna bile mutlu olamaz.
