Bütün iç organlarımla dahil olduğum hissiyattir. Doğduğun memleket farklı, okudugun, büyüdüğün, ataların bağlı olduğu , şuan ikametine dahil olduğun... Özlediğim bir evim olamadı ornegin yasimdan çok evin içinde nefes aldığım için. Yada her hangi bir eşyanın (diyelim ki ördekli tablo nerde) yerini doğru hatirlayamamak da cilvelerinden biridir. Her bireyden ayrı ses çıkar vitrinin arkasında diil miydi? Hayır o bursadayken ordaydi. Vestiyerin üst kapağında? Hayır artık o vestiyeri kullanmiyoruz...bunun gibi birsuru terslikleri de var. Komşuları karıştırmak yarım kalan okullar birbirine tren yapmış anılar. O yüzden artık otukenliyim.
aidiyet duygusunun ağırlığı sebebiyle günümüz insanlarının genelde ''sorun'' olarak algıladığı hadise.
bir insan hiçbir yere ait olmayabilir. cografik olarak zaten tek bir şeye ait olmadığımız için, makuldur ait olmamak.
kültürel olarak da öyle. birçok kültüre dairiz. illa herhangi bir şeye ait mi olmak mı gerekir?
şahsen ben çok ait bir insanım. üstelik böbreğim, karaciğerim bana ait. başka bir insan yerime su içerek, ayran içerek onlara aitlik yapamıyor.
mesela yeni rakı bana ait değil, türküler de öyle, sofralık zeytin de. hani diyemiyorum, ben kendimi sofralık zeytin kültürüne ait hissediyorum diye.
illa bir yere ait hissedeceksek, yeryüzüne hissedin; hissedelim. içine ettik zira.
aidiyetlik hissi yoksunluğundan doğar. ilk aşaması çekirdek ya da geniş ailede doğup büyüme evresinde yaşanır. kişi küçük yaşına rağmen şu soruyu sorar kendine?
benim ne işim var burda amk?
sonraki aşamalar zaten bunun türevi.
el mecburun sonucu.
aslında bu his hiç bir yerde bulunupta hissedilip beyne sokulacak gibide değildir.
hiçbir yere ait hissetmemek yalnızlığın arefesidir o kadar.
Hayatımı tanımlamam istenseydi, yaşamımdaki en büyük eksiğin bu olduğunu söylerdim. Çünkü kendini hiçbir yere ait hissetmediğinde yaptığın, eğlendiğin, üzüldüğün her şeyin gelip geçici olduğunun farkında oluyorsun. Aklının bir tarafını hep bu düşünce kaplıyor. Ve istesen de bu durumu değiştiremiyorsun.
Memleketinden, ailenden ve arkadaşlarından uzun bir süre ayrı kalınca oluşan durumdur. Ve yeni gittiğin yere alışamayıp uzun süre orada kaldıysan memleketine döndüğünde duyguların körelmiş, hayallerin yok olmuş hissini uyandırır.
içinden sadece susmak gelir. Kendini hiç bir yere ait hissetmemeye başlarsın. insanlar artık sadece bir nesnedir gözünde.
Bir yere ait olabilmek için ya da öyle hissedebilmek için, mekanı değil üzerindeki insanları sevmek gerekmektedir. En büyük aşklarını, en büyük sevinçlerini yaşadığı ya da yaşayacağı yere aittir insan.