''Hiç iki kişilik beyninle yarım insan olabildin mi?
Baktığında aynana sadece yüzünün bir yarısını gördügün oldu mu hiç?
Sana hayatındaki en büyük yoksunluğu yaşatandan nefret edemediğin zamanlar oldu mu hiç?
Gözünün içine baka baka kolunu bacağını kesen bir insanın yüzüne
sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar oldu mu hiç?
Hayatta inandığın bütün degerlerini altüst eden birisine aşk şiirleri
yazabildin mi?
Onu içinde korumanın seni yok etmek olduğu zamanlara
feda oldun mu hiç?''
can dündar' ın her dizesi iç sızlatan şiir gibi yazısıdır.
şiirler düzüyorum yokluğuna
derliyorum tüm acıları
en baştan, en acıtan, en yakıcısı ile
başlıyorum.
kanım aksın ki boşansın zehrim
durulsun yaşım diye
oysa ne uçucuymuş yaş
kururmuş sabah olduğunda
sırılsıklam gecelerden
rüzgarlı sabahlara ulaşırken
gidilen yollar
dönülmezmiş.
sokaklar kaybedermiş seni
isminin harfleri
kaderine kazınırken
doğacak gün beklenilmezmiş. *
hiçe değer bazen eliniz, hiçleştiğinizi hissedersiniz, yahut hiçleştirildiğinizi, öyle bir zamanda, hiçimden gelen bu şiiri, hiç kimseye armağan ediyorum...
Hiç...
Diktim gözlerimi aynaya
Gördüğüm bir hiç
Hiçi boş gözler,
Hiçi geçmiş bir yüz
Penceremde hiç,
Odamda hiç
Hiçkirerek ağlıyorum
Gözümde hiç
Hiç çekiyorum derin derin
Sigaramın dumanı hariç
Aldığım hiç,
Verdiğim hiç
Hiçim buruk
Hiçim geçmiş
Geçmişim yalan
Geleceğim hiçmiş
Hiçbir yalan bu kadar gerçek olamaz
Ve hiçbir gerçek bu kadar yalan
Olmayan varlıgıyla beni oyalayan
Koskoca bir hiç
Kapıyı çalan hiç
Kapıdan giren hiç
Yok benden başka kimsesi
Yalnızlık, sahipsiz piç.
simdilerde bir hat reklaminda sevgililerin surekli birbirlerine tekrarladiklari kelime;
-napiyorsun askim
+hicc..sen napiyorsun askim
-hicc..bugun naaptin askim
+hicc..sen naaptin askim
-hicc..yarin naapicaksin askim
+hicc.. sen naapicaksin askim
-hic.. bilmem kac kontor bize ciksa naapariz askim
+hicc.. askimmm bana bir kere daha hic desene
-once sen dee...
Hiç!
Yoktur! hiçbirşey ta ki sen dokunana kadar, sen emeklerini dökene kadar. Gecelerini gündüz edersin. Bir pınar gibi, kaynak gibi akarsın emek emek hiçi var edebilmek için. Nice sıkıntılarla halvet olursun, nice dilsiz acılar edinirsin, nice umutlarından geçersin, nice kurgularını kurtlar kemirir, sen hiçi var edeyim derken. Kolay değildir, ama kale alınmayacaktır. Sen ne yaparsan yap!
Bu hiçlikler uğruna ne gemiler yakacaksın, ne felaketlere göğüs gereceksin, daha. Değerini yanlızca çekenlerin bileceği hiçlikler. Var olma dürtüsüyle nice canları yok eden hiçilikler.
En büyük hiç aşktır. Uğruna savaşlar çıkan, canlar yanan, intiharlara sebep olan, mecnun olunan. Kavşulamayan. Kavuşarak biten bir aşk hikayesi var mıdır? Yormayın kendinizi yoktur. Kavuşurlarsa aşk olmaz.
Hiç değildir aşk. Anlamayana, yaşamayana, duyumsamayana, bilmeyene, hissedemeyene hiçtir aşk. Herşeye kadir olana ancak onlar hiç derler.
Ey! Aşk sen nelere kadirsin. Nicelerini aşık eden, yazar eden, yollara düşüren, yataklara düşüren, inim inim inleten, gözleri kör eden, ey aşk sen nelere, daha nelere kadirsin?
Kavşursak aşk olmaz! Hemde hiç olmaz.*
hiç olarak yazılıp hiç olarak okunmasına rağmen genelde hiiiç şeklinde kullanılır bu kelime.
çocukken aklından bi çakallık geçerken babana yakalanırsın "ne düşünüyorsun?" diye sorar, hiiç dersin.
ergenliğinde sevgilinle bir bankın üstünde oturup denize bakarken sen sorarsın bu defa "ne düşünüyorsun?" cevap aynıdır yine; hiiiç.
kocaman adam olursun telefonda arkadaşın sorar "ne yapıyorsun?" hiiiç.
bir insan hiç diyorsa hakikaten hiçtir. ama birisi hiiiç demişse o asla hiç değil. o hiiiçin içinde kimbilir ne hayaller ne zırtapozluklar gizlidir.
hiç bestemiz olmadı hiçbir şeyden daha güzel
hiçbir şeyi sevmedik hiçbir şeyden daha fazla
hiçbir yere gitmedik dönmedik hiçbir yerden
hiçbir gerçeği yaşamadık düşlerimizden daha gerçek
dünya bir sanı sanı herşey
doğmadık ölmeceğiz
var olmadık hiçbir yerde
hiçliklerde yiteceğiz
hiçbir zaman eğilmedik ezmedik hiçbir zaman
hiçbir şeye inanmadık benliğimizden daha fazla
hiçbir zaman istemedik ama yaşadık hep tam içinde
bir şeyleri ararken biz hiçiz hiçbir yerde
metal tanrılarına inanan sıkı kesme. org takipçisi. çok seviyoruz onu. ayrıca izmirde bir kesmeşeker toplantısı için canla başla uğraşan metal mürididir.
trt 2'De 2006 senesinde yayınlanan 6 bölümlük anadolu başkentlerinde türk şehirciliği belgesel dizisinde parçaları kullanılan erkan oğur & okan murat öztürk ortak yapımı leziz albüm.
...hiç, ne uluslararasi durumcularin çoculça teorilerine dayanir, ne de klasik anarsistlerin sendikalist yaklasimlarina. teorisi yoktur.varsayimlari yoktur. herseyi reddeder; kendisini bile.üzerinde durulmasi çok zor bir iptir.o kadar incedir ki; üzerinde yürüyenin tabanlarini keser.hiç hareketi dünyayi hak ettigi kaosa götürecek bir çilginliktir.insanin delirmesinden alir gücünü. bilinen herseyin unutuldugu, hiçbir kuralin geçerli olmadigi bir harekettir. hiç silahi sever, kargasayi ve en basta kiskirtmayi sever. otoritenin sabriyla ve polisiyle oynar.çok uzaklardaki bir gezegene gönderilen ilk insan gibi otoritenin tirnaklarini çikarmasina neden olacak hareketi ilk yapan odur. hiç' in lideri yoktur.ancak davranislarini örnek aldigi adlar vardir. kesin sinirlari olmadigi için Hiç' in varligini sadece harekete bagli insanlar belirler.ne olacagina onlar karar verir. onun için Hiç sürekli degisen ve kimsenin tarifinin kalici olmamasini saglayan bir harekettir.dogaçlama bir devrimdir; dogaçlama bir hayat tarzidir. müzeleri sevmez, sanat galerilerini asagilik görür, hiçbir siyasi doktrine hosgörüyle yaklasmaz.alti yasindaki bir çocuk kadar dogal ve saldirgandir. korkusuzlugu deliliginden gelir.
Dünyayi degistirmemnin degil yok etmenin pesindedir....