okulu başka bir şehirden kazanıp gelen ve ilk senesini devlet yurdunda geçirdikten sonra arkasına bile bakmadan yurttan uzayıp ev tutan arkadaşlarımı hatırladıkça, burda kendisi hakkında "şöyle şanssız, böyle bilmem ne" diye atıp tutanlara gülümsettiren üniversiteli. her türlü ortamı göreceksiniz diye milletin binbir türlü halini çekmek, duş sırası vs. beklemek zorunda değilsiniz olm, eğer imkanınız varsa çıkın bi eve, boğulacaksanız da kendi denizinizde boğulun.
askerliğe antremansız gidecek olan üniversitelidir. bu kadar sapı bir arada görmenin ve üzerine birlikte yaşamanın başka türlü imkanı yoktur. makina mühendisliği bölümünü okuyan ya da geleceğin sınıf öğretmenleri olacak olan embesil arkadaşlarının banyodaki 31 partilerinden mahrum kalacak şanslı kişidir üstelik.
insana birşeyler kattığı kesindir. farklı insanlar, farklı fikirler, üniversiteye niye geldiğini bilmeyen andavallar, idealleri olan amaç sahibi insanlar. sabahlara kadar samimi sohbetler, paylaşımlar.
madalyonun öbür tarafı kız bloğuna dürbünle bakmaya çalışan öküzler, çorap kokusu. zırrt! bu sana gelsin kanka diyen osurak götlü mühendisler. iyisiyle kötüsüyle güzel bir tecrübedir kanımca.
tek başına 1+0 dairede kalmıştır.nereden mi biliyorum bu benim çünkü. eğer ki kendi memleketi dışında bir yerde okunuyorsa en azından yarım dönem yurtta kalınmalı. çevre edinilir en azından.
Ailesi tarafından zorlanmamış, zengin bir ailesi olup olmaması pek farketmeden kendisi zengin olan insandır.
Eğer erkekse, askerde çok büyük bir depresyon onu beklemektir.
Üniversite okuduğu şehirde devlet ya da özel yurt olmayan üniversitelidir. Sömürücü bir kaç aparttan şanslı olan kendine uygun ev arkadaşını hemen bulur. yurt yaşantısı bilinmesede ev yaşamından kalan anılara bakılırsa iyiki de yurt yoktur.
Çok şey kaybetmemiştir, ve hala üniversiteli ise hiçbir şey kaybetmemiştir son zamanları da olsa gidip kalınması gerekir, yemekhanenin pisliğini, girenin çıkanın belli olmayışını, posterlerinizi anlamayan bir oda arkadaşınızın olması, müziğinize karışan, bazen aç kaldığınızda karşınızda hayvanca yemek yiyen bir yurt arkadaşınızın olması tek kalmanın ya da sevdiğiniz bir dostunuzla kalmanın ne kadar kutsal olduğunu anlatır.
Eksik üniversitelidir.Hayatında kaç defa bu deneyimi yaşayabilirsin ki . Erkeksen askerlikte yaşarsın ancak ama bu kadar keyifli vakit geçirirmisin bilemem. Her daim birini uyanık bulabılecegın , yaş grubundan oluşan yuzlerce ınsanın bir arada olduğu bir yer düşün , herkes farklı farklı yerlerden gelmiş aynı amaç için , ilk aşklar , ayrılıklar hep o ranzalarda konuşulmuş üstelik , beraber sabahlamanın keyfini tatmadan okumuş olmayacaksın bil. Farklı farklı şehirlerden , tanımadığın kültürünü bilmediğin onca insandan öğreniceğin onlarca deneyim sana hayat boyu klavuzluk edicek ve o kadar gerçek dostu bir daha hiçbir yerde göremeyeceksin.
Değerini bilmeli bu deneyimi yaşamalısın .
şanslı zengindir.
kredi yurtlar kurumunda kalmadıysa allah'ın sevgili kuludur.
yani neyi göreceksiniz içip içip gecenin köründe arıza çıkaranı mı?
yoksa tuvalet deliğini tutturamayanların bağırsaklarının içeriğini mi?
gece ikide sevgilisiyle telefonda kavga eden yalçın çakır'dan fırlama tipleri mi?
vize , final zamanları geleneksel hale gelmiş sandalye kapma savaşlarını mı?
60 kişinin bir katta kaldığı yerde tek çamaşır selesiyle sizin çamaşır kurumuşken başkasının gelip sizinkini ıslatmasını mı?
2 liralık fiş verip, bir kepçe yemek bir lokma ekmek veren soyguncu yemekhane işleticilerini mi?( yemeğin suyu salçası ayrı ayrı yerlerde sizin mide ekşirken o da pişer artık)
üçlü prizi çekip bilgisayarınızı şarj edip ödev yapacakken prizleri toplayan psikopat yurt memurlarını mı?
küçücük dolaba, kitap, kirli çamaşır, temiz çamaşırınızı sıkıştırmanızı isteyen kafadan sakat yurt müdürlerini mi?
birlikte yaşama kültüründen, adaptan, saygıdan yoksun insanları mı?
kyk yurtlarının rezilliği anlatılmaz yaşanır.
ailesiyle kaldığı şehirde üniversite kazanmış kişidir. kanımca çok şey kaybetmemiştir. zira yurtta banyo sırası beklememiş, ne kadar mal insanın üniversiteyi kazandığına şahitlik etmemiş, abuk sabuk yurt kurallarına ve yenmeyecek derecede iğrenç yapılan yemeklere maruz kalmamış insandır. bence bu konuda kendini şanslı bile saymalıdır. yurtta kalmanın tek avantajı insanları daha erken sürede ve daha iyi tanıyabilmektir. bunun haricinde de insanların daha iyi tanınabileceği yerler ve topluluklar illaki vardır. o yüzden bence yurtta kalmamak asla kayıp değildir.
kimlerin üniversite okuduğunun yanında gerçek anlamda arkadaş bulma şansını kaçırmış üniversitelidir.
yurt hayatı bazen insana çok şey katar, hatta genel olarak katar öyle diyeyim. her türlü ortamı görmek elzemdir, yurda gidin kafanızın uyuştuğu kişiyi bulun ve eve çıkın. öğrencilerin %90'ı bu olayı gerçekleştirmektedir zaten merak etmeyin, kesin bulursunuz.
yurt hayatını lise dönemimde tecrübe edindiğim için üniversitede yurtta kalmamayı eksiklik olarak görmüyorum, hayat tecrübesi olarak insana çok şey kazandırır.