Doğum gününde ilk aşkıma açılacağım gün gerçekleşmiştir.
elimde gül demeti oyuncak ayı felan var, bekliyorum.
iğde ağaçlarının olduğu dar bir patikadan geçip okula gidiyor her sabah.
Ben de orada bekliyorum.
Geldi verdim çiçeği ayıyı felan.
"Sen benim doğum günü mü nereden biliyorsun?" diye sordu.
Anlattım.(özel)
" Sen beni bu kadar çok mu seviyorsun? " dedi.
Kırıldım, yıkıldım.
Kendime gelmem 4 senemi aldı.
Şimdi olsa o olay:
"Ne sandın yarram!" der .
Geçer, giderdim.
Değmeyecek olduğunu bile bile uğraşmayın sayın yazarlar, giden ömrünüze yazık.
babamın çocukları arasında eşit davranmayıp abinin destekçisi olması. o evden çıkışımı hatırlıyorum. içime doğru ağlıyordum. gözlerim dolu doluydu. tek diyebildiğim şey "hakkınızı helal edin artık ben yokum."
Bir kız için daha çok babadan alınan bir darbe kalbi yaralar.
Ne kadar eskide de yaşanılsa yıllar sonra Bi çizik olarak kalıp, hatırlanıldığında ufak Bi yürek burkar.
Herkesin vardır böyle unutamadığı anıları.
Eski sevgilim hasta olmuştu. Belirtiler bir kanser türünü gösteriyordu kafamı kitaplara gömüp ne yapabiliriz diye günlerce araştırdım, ilgilenmeye çalıştım. Köşede ağlayıp zırlayıp o aradığında hiçbir şey yokmuş, her şey yolundaymis gibi davrandım. Olmayan pozitifliği aşılamaya çalıştım. Onkolojiden tanıdığım bir doktor vardı numarasını aldım adama iş çıkışı mesai yaptırdım bu kadar bilgi yetmez görmem gerek dedi gelmesi için ikna etmeye çalıştım, "insan sevdiğine böyle bir hastalığı nasıl yakıştırır" dedi bir ton da trip yedim.
Sonra bir yerde beni aldattığı kıza "yanıma gel, sana ihtiyacım var" dediğini gördüm. Hasta insana hesap soramiyorsunuz, Bu ne diyemedim. Soğudum, buz kesildim ama bırakamadım. Sadece yediği yemekten zehirlendiğini öğrenince de olayın rahatlaması sevinci derken o olayı rafa kaldırıp unutmaya çalıştım. kırgınlığı, hissettirdikleri hala cebimde.