bugün klasik gezmelerimizden birini yapıyorduk. bir şeyler yiyecek, baba oğul sohbet edip, dertleşecektik. yemek yiyeceğimiz mekana giderken yol üzerindeki(ismine bakmadığım) bir caminin yanından geçiyorduk ki içerinden gelen seslerden cenaze namazı kılınacağını duyduk.
sonra biraz düşündük ve pek din ile alakası olmayan baba oğul olarak camiye girip hiç tanımadığımız birinin cenaze namazını, hiç tanımadığımız 20 kadar kişi ile kıldık.
kaç yaşındaydı, nerede oturuyordu, kimdi? bilmiyorum. ama hakkımı helal ettim. çok garip bir duyguydu sözlük. ölüm aklımın ucundan bile geçmiyorken kendimi cenaze namazının ortasında buldum.
bu yaşadığım olaydan sonra gidip sevdiklerimin hepsine onları çok sevdiğimi söylemeyi düşündüm. çünkü hayat kısa ve ölüm sizi hiç beklemediğiniz bir anda yakalayabilir. ben yüz yüze iken onlara onları sevdiğimi söyleyemeyecek kadar utangacım ama bunu okuyan ve beni hiç tanımayan "seni", çok seviyorum.
ben yapamadım ama siz hemen gidin ve sevdiklerinize sıkıca sarılın!
insan özünde insan olduğuna göre, böyle bir ayrım yapılmasının hiç bir dinde, ahlaki anlayışta yeri olmasa gerekir. sanki tandıklarımızı ne kadar tanıyoruz ?
sevaptır. bir gün aynı taşa hepimiz yatacağız ve hoca bizim içinde namaz kıldıracak o sırada okunan bütün dualar son yolculuğumuzda bize çok faydalı olacak.
insanı acayip duruma getiren iş babamın dayısı almanyadaydı vefat etti hiç görmemiştim onun cenazesini kılarken duygulandım kim cenazede duygulanmazki.