70'lik birine bile selam verince sanki başbakan gelmiş gibi kendilerine birden çeki düzen veriyorlar. Bacak bacak üstüne oturmuşlarsa indiriyolar, biraz yayvan oturuyolarsa hemen dikleşiyolar.
Bazende tipimden dolayı dayının biri sert sert bakıyo. Elinde sopa olsa kovalayacak, O derece. Belli yani gözlerinden. Buna bi selam çakıyorum, adam bildiğin mırnav kediye dönüşüyor.
Sonunuzun The Zoo Story oyunundaki Peter gibi olmasıyla sonuçlanabilecek eylem. Spoiler vermeyeyim izlersiniz belki. Bir keresinde metroda yanıma yaşlı bir amca oturmuştu. Selam bile vermeden başladı oğlunu anlatmaya. Tabii ben idrak edemedim olayı bana mı anlatıyor acaba diye bakınırken durumu kabullenip başımı sallayarak olaya dahil olmuş oldum. Konuşuyor konuşuyor ben kafa sallıyorum gülümsüyorum sonra susuyor beş dakika geçiyor tekrar başlıyor. ineceğim durağa kadar böyle absürd bir iletişim gerçekleştirmiştik. Ha benim domuzluğumdan da değil o kadar konuşmasına tek bir cevap bile vermemek, o sabah dişlerimi fırçalayamadan aceleyle çıkmıştım sakız da atamamıştım ağzıma, "kimseyi rahatsız etmeye hakkım yok o yüzden esnerken bile çok dikkatli olmayalım" düşüncesine kilitlemiştim kendimi. Bu da anıyı bağladığım çok önemli bir kamu spotu mesajı olsun. Buradan duyurmuş olayım efenim.
çoğu zaman yaptığımdır. sokakta simit satanlara, dükkanın önünde oturan esnafa, belediye işçilerine vs. mutlu oluyorlar inanın. başkalarının mutluluğuyla siz de mutlu oluyosunuz. kim bilir belki de o kişi için bu dünyayı yaşanılabilir bir yer haline getiriyosunuz. insanlık ölmedi ya diyordur.
bilmediğim tanımadığım bir mekana girerken selam veririm genellikle. yolda yürürken de birisi dikkatlice bakıyorsa ona da selam verir geçerim. (mutlaka bir yerlerden tanıyor olabilir)
bir kaç defa benzeterek de selam vermişliğim oldu. gülümseyerek yine selamımı aldılar. (almayanlar da oldu napalım.)
bu yüzden hiç tanımadığım insanlar da bana selam verince hiç şaşırmıyorum.
küçükken herkese selam verirdim sonra büyüdükçe insanların umursamadıklarını gördüm. ben de vazgeçtim. ama tabi ki umursayacağını düşündüğüm insanlara (ilk görüşte fark edebilirim az çok) selam veririm arada.
Yapılması gerekendir. Herkese ve her yerde olmasa da arada yapılabilecek şeydir. Bir günaydın, kolay gelsin, iyi akşamlar denmelidir insanlara. Geçen gün metroya girdim, perona doğru merdivenlerden iniyorum, temizlik görevlisi bi abi de merdivenin demirlerini siliyor. Kolay gelsin abi, dedim. Sağolun, hoş geldiniz falan dedi. Direk sağolun dese pek takmazdım da, hoş geldiniz diyince etkilendim. Abinin hoşuna gitti, mutlu oldu bence. Yapılmalıdır, bir selam bile insanı mutlu etmeye yeter.
Refleks olarak yapılanı çok utanç vericidir. Kime neden selam verdiğini anlamadan gelip geçer insan yanından. Hele ki bazı bakışlar vardır iç burkar "bu salakta kim".