kültürel farklılıklar ve zamanın kötü zaman olması sebebiyle rahatlıkla gerçekleştiremediğimiz medeniyet göstergesi. emin olun ki, hiç tanımadığınız turistler ile, hiç tanımadığınız kendi vatandaşlarınızdan daha çok selamlaşmışsınızdır..
özellikle yaşlı amcalarca gerçekleştirilen, bundan kelli toplumun her bünyesi tarafından da gerçekleştirilebilecek, ya da gerçekleştirilmesi gereken durumdur... günümüzdeki asosyalleşme ve de yozlaşma'nın sonucu olarak her ne kadar, kişiler tanıdıkları kişiye bile selam vermeyip de aynı sokağı paylaştığı kişiye bakmayıp da suratını çevirseler de, özellikle kimi yerlerde, küçük yerleşim birimlerinde, ya da kahve ortamlarında, köylerde hala sık sık görülebilen durumlardan birisidir; hoştur, güzeldir; insani ilişkiler için irdelenmelidir...
insan olduğunu unutmayanların gerçekleştirdiği eylem...
bu duruma iki açıdan bakalım.
birincisi, dini açıdan selam vermek sünnettir. selam almak ise farzdır. yani selam vermek de, almak da faydalı bir olaydır.
ikincisi ise, insani acıdandır. diyelim ki çok yalnızsındır. herhangi bir yerde tek basına dertli dertli oturuyorsundur. birden biri cıkar gelir. bir merhaba ya da selam'ın aleyküm insana o kadar iyi gelir ki size anlatamam.
iyi ki verdim de diyebilirsiniz, keşke vermeseydim de diyebilirsiniz. hiç tanımadığın bu kişiye verdiğin selamla, bir bakarsın ki bu kişi hayatının içinde yer edinmiştir.
karşıdaki insana durduk yere pozitiflik veren, normalde öyle olması gereken eylemdir. dikkat ederseniz; yaşlılar çok yapar, daha gençler ise garipser. mesela dedeniz, büyük bir amcanız vs. karşıdan gelen birini selamladığı zaman ilk soracağınız soru "bu kişiyi nerden tanıyorsun? kim bu?" olur. çünkü çoğunluk olarak biz ancak tanıdığımız kişilere selam vermemiz lazımmış gibi bir raddeye gelmişizdir. kaldı ki; kimileri tanıdığı, her gün defalarca gördüğü insanlara selam vermekten bile kaçınmaktadır. (bkz: apartman hayatı)
bir de şu var; özellikle büyük şehirlerde bu durumu anlamak lazımdır, metropol hayatı dediğimiz hedenin getirdiğidir. öyle psikopat ve "farklı" insanlarla yaşıyoruz ki. iyi niyet diye bir şey kalmamış zihinlerimizde. her yabancı potansiyel bir düşman bizim için.
bugün bir değişiklik yapıp, yolda yürürken hiç tanımadığınız birine selam verdiniz diyelim, karşıdakinin bunu yanlış anlama olasılığı yüksektir. kadınsa "sapık" "bana laf attı" damgası yersiniz, eğer siz kadınsanız, bir erkeğe selam veriyorsanız "bana selam verdi, kesin verecek" şeklinde peşinize düşülebilir. abartmıyorum maalesef. öyle insanlar var ki, "bu bana baktı" diyerek kavga başlatıp, hatta silahlarına bile sarılıyorlar, namus, şeref meselesi yapıyorlar. trafikte içindeki hayvanları salıveren insanlar konusunu hiç açmıyorum bile.
selam vermeyi bile bir risk, dahası bir lüks haline getiren sebepler utansın.
toplum olma bilincine sahip olan milletlerin yapması gerekendir. yolda olur, apartmanda olur kısacası beraber bir ortamı/toprağı paylaştığın insanlarla nezaket gereği selamlaşmak o toplumu daha yaşanılır kılar. gerçi karşıdan gelen adama seni mikerim bakışı atılan bir toplumda, dahası zilyon tane işe yaramaz, akılları "karşı tarafa nasıl benim ağır abi ve delikanlı biri olduğumu gösterebilirim"den öte gitmeyen insanların olduğu toplumda bu zor olsa gerek.
gecenin bi yarısı anadolunun küçük bir şehrinin barlar (pavyonlar) sokağının civarlarında zil zurna sarhoşlara yapılan eylemdir. şöyle ki :
ben: lan nuri baksana geliyo adamımız
nuri: he lan cidden geliyo ne koyalım bunun adını
ben: ahmet amca olsun
(karşıdan gelmekte olan sarhoşun artık alkol kokan nefesini duyuyoruz)
ben: oooo ahmet amca nasılsın yaa
nuri: merhaba ahmet amca
sarhoş: sağolun sağolun siz nasılsınız (adam şaşkın)
ben: eh işte abi nolsun okulla uğraşıyoz. sizinkiler nasıl, yengem iyi mi
sarhoş: yenge ! ya ben ahmet değilim yaa sanki. benim adım kemal
nuri: yok ahmet amca yaa olurmu öyle şey
sarhoş: yaa gençler cidden ben ahmet değilim birine banzetmiş olmayasınız beni
ben: olur mu abi yaa o kadar yıldır tanışıyoz ne benzetmesi ahmet amca
sarhoş: alla allaa
ben: neyse ahmet amca sen fazla içmişsin heralde yarın görüşürüz
nuri: abi istersen eve kadar eşlik edelim
sarhoş: yok yok gerek yok kafam karıştı şimdi. neyse görüşürüz yarın.
ben: tamam abi dükkana uğrarız biz. hadi iyi geceler.