Çökkünlük dönemimde karakola gidip ellerimi uzatıp beni tutuklar mısınız? Dedim. Onlar da bizim öyle bir şey yapma yetkimiz yok dediler.
Sonra Burada bile söylemeye korktuğum bir şey söyledim. Hafifçe söyleyeyim, Hükümete çok ağır bir laf ettim.
Öyle deyince genç bir polis koluma girip gel seninle biraz konuşalım deyip dışarı çıkardı. Bana bir parliament uzatıp ne iş yapıyorsun sen dedi. işimin yeni battığını ve derici olduğumu söyledim. Sonra Eşimle boşanma aşamasında olduğumu ve bipolar olup ilaçlarımı almadığımı, her gün içki içtiğimi söyledim.
Öyle deyince, bana tavsiyeler verdi. Bugünlerin geçeceğini söyledi. Hükümete de bir daha öyle bir şey söyleme hayatını yakarsın dedi. Senin yapacağın şey ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin aciline gitmek dedi.
Polise kaç yaşında olduğunu sordum benden 6 yaş küçüktü. Uzun zamandır kimse benimle böyle ilgilenmemişti. Kendini tutamadım ve ona siz benim kardeşimsiniz deyip sarıldım.
Çok iyi geldi ve dediğini yaptım. Beni hastaneye yatırdılar. Devamını defalarca anlattım. Biliyorsunuz zaten.
denenmiştir. Gezi parkı davası nedeniyle içeride olan üniversite öğrencisi biri vardı,adını sadece haberlerde duymuştum. haşarı yaramaz bir çocuk gibi bakıyordu gözleri. bir gün arkadaşlarımla otururken içeri girdi masaya oturdu,çıkmış ceza evinden. kalktım, ayağa kaldırdım sarıldım.Hoş geldin geçmiş olsun dedim.Hatta zayıfladın mı sen biraz bile dedim.Güzel bir sohbet ettik,demedi ama mutlu olmuştu.baya baya mutlu olmuştu.
bazen tanıdığın insanlara kendini anlatmaktansa hiç tanımadığın birine anlatmak daha kolaydır. onu bir daha görmeyeceğin için içinde ne varsa anlatabilirsin ona. o da dinler seni. anlattıkça rahatlarsın ve bir teşekkür ifadesi olarak sarılırsın hiç tanımadağın ve bir daha görmemeyi umduğun kişiye.
ihtiyacı olduğu anda belki de bir insanın içinde ışık olmaktır.
Niye garip ki. Garip olmasa keşke.
iti var manyağı var evet.
Ama ya iyi insanlar? Düşüncelerinde kaybolmuşlar?
Oğlunu/kızını özleyen yaşlı teyzeler?
Sadece sıkı bir sarılmaya muhtaç olan yalnızlar,
Evde ağladıklarını gizleme ihtiyacı duymayanlar hani?
iyi insanlar nerde yafu?
Markette denk geldiğimde sorsam mesela bu yemeğe hangi sosu yapayım sizce diye? Bana nasıl yaptığını kısaca tarif etse, küçük bi kaç püf noktası söylese, iyi günler diyerek gülümseyerek ayrılsak. Ama insanlar o kadar duvar örmüş ki. Somurtmak doğal yüzleri olmuş.
Ne bu kasıntı. Gri şehirlerde yaşayarak benliğimizi mi unutuyoruz? insanlığımızı.
Neden bu kadar korkuyoruz insanlardan? Somurtarak umursamamak ne zamandır bu kadar önemli? Çok mu kuul oldunuz öyle davranınca.
Metro da kitap okuyan genç kıza denk gelirsem; yazar, kitap, edebiyat hakkında sohbet etmem neden " nasıl da asıldı" gözüyle bakılıyor. Birazdan durağımda ineceğim ve bir daha görmeyeceğim o kızı. Bu kibir niye.
Gülmekten, paylaşmaktan, iletişim kurmaktan korkan, duvarlarında hapis, mutsuz bir toplum haline geldik.
Yalnızlaşıyor ve buna dert yanıyoruz. Toplumda saklanıp, şikayet ediyoruz. Hepsi bu. Hadi bisiklete binelim.
tanıdığınızı sandığınız kişiye arkadan yaklaşarak, kişinin yüzünü görmeden yapılan eylemdir. fakat sarıldığınız kişinin yüzünü dönmesiyle, yerin dibine batılır, şey kem küm denir.