haliyle sevgi nedir bilmez, kendinden de birine ya da birşeye sevgi ile yaklaşması pek beklenemez. hayatı boyunca bu eksikliğin o'nu kapladığı boşlukta yaşayacaktır. aslında hayatı da o boşlukta yaşar gibi bir şey. ta ki o boşluğu kaplamaya yetecek sevgiyle yaklaşan birine denk gelene kadar. ama bilmediği bir şeyle karşı karşıya olmasından ötürü nasıl bir tepki vermesi gerektiğini bilemez, o'na sevgiyi anlatmak doğuştan görme engelli birine renkleri tarif etmek gibi bir şeydir. katı olur, sertliğinden hiç bir zaman taviz vermez. elinden geldiğince kendini saklamanın peşine düşmüş olur. ama tabii insan kendini saklayamaz.
çocukken babasının başını okşaması , annesinin sarılması küçükken pek anlam katmaz o kişiye ama ilerde hatırlanırsa acıtır
çok acıtır hem de gereksiz bir kızgınlık taşır. sevgi görmediği için sevgisini de gösteremez diğer insanlara , sevilmemeye mahkum olur.