hem hiç var olmasaydık hem de ahiret hayatı ya bir noktadan sonra biterse ve yok olursak diye düşününce hissedilen buhranlardır.
herkesin böyle bir umutsuzluğu aklına getirmişliği vardır. hiç olmamak nasıl bir şey olurdu? ölümü ruhun bedenden ayrılışı, bedenin yok oluşu olarak tanımlarsak, bir parça yaşamış oluyoruz. en azından düşüncelerimiz yaşamaya devam edecek diye umuyoruz. ya allah bizi yaratmasaydı? ya da ölümden sonra tamamen, ruhsal manada da yok olsaydık. akla koca bir hiçlik geliyor. ve açıklanamaz ruh bunalımı... hayat da bir parça anlamsızlaşıyor hani.
bu düşünceye aklım ermedi doğrusu. en iyisi bize tavsiye edileni yapıp bu konuyu düşünmemek. insanı delirtebilir, sevgili tostlar.
ruh sıkılması iyiye alamettir, kalbin hala simsiyah bir ayna gibi olmadığını gösterir, vicdanın katılaşmadığını.
--spoiler--
insana şeytandan bir vesvese, nefsten bir hatara geldiği zaman kalp bu bozuk düşüncelere meylederse, ruh sıkıntı duyar.
--spoiler--
insan nefsine zaman daha fazla uydukça, ruh daha fazla nefse uyduğu için bu sıkıntıyı duymaz olur, o zaman biraz daha kötüye doğru adım atmışsın demektir.