(bkz: Postmodernizm)
(bkz: bireyselleşme)
Kalabalıklar içinde gittikçe yanlızlaşıyoruz, varlık içinde yokluk çekiyoruz. Modern yaşamlarımızda hepimiz gittikçe bireyselleşiyor ve içe kapanıyoruz. Hiçbir şey umrumuzda olmuyor. Her gün daha da Bencilleşiyoruz. Depresyona giriyoruz.
Mutsuz kalıyoruz.
Cesur yeni dünyaya hoşgeldiniz!
5.dakikadan sonra tekrar mutsuzluk hissinin agir basma agir depresyon belirtisidir. Bundan sonraki adim tukenmislik sendromudur. Yada ağır sallıyorum. Su an onu dusunecek kafa yok.
Çünkü insanlar mutsuzluklarını yazar mutluluklarını yaşar.
insan mutluyum dediği anda aslında mutluluğu yaşanmış, geçip gitmiştir artık.
Mutluyum dediğimiz an; Birbirine Çok karıştırılan Tatmin hissi düzeyinde bir olguya veya şeylere bağlı bir duygu ise şayet, başka bir arzu nesnesi bulana kadar geçen süre zarfındaki boşluk içinde, -doyma noktasındaki nesnesizliğe bağlı- kişi paradoksal bir şekilde yine mutsuzdur aslında.
Çünkü boşluk rahatsız edicidir. Bize eksik ve tamamlanmamış olduğumuzu hatırlattığından zihnimiz içgüdüsel olarak tüm boşlukları doldurmak ve tüm gedikleri kapatmak ile programlanmıştır.
Nesnesizlik durumu insanı şeylerin öznesi olma konumundan alıkoyar ki; bu tedirgin edici durum zihnin çevreyle alışageldiği yöntemlerin dışında, bilmediği bambaşka bir fonksiyonel ilişki gerektirir.
Bu bağlamda Mutluluk bir yanılsama, mutsuzluk bir alışkanlıktır fikrimce.
her mutluluk mutsuzlukla biter, mutlu sonlar sadece çocuk kitaplarında olur. gercek hayatta sonlat hep mutsuzdur. he bi de bu giciklar sozlukle sadece mutsuzluklarini paylaştıkları için biz bilmiyoruz. ara sira mutluluklarinizi da yazin la. hepiniz mi kukuman kuşususunuz?