Bu erkek cebinde tonca parası olmadan rahat edemiyordur.
Paraya değer vermiyordur ama para yüzünden rezil olmak da istemiyordur.
O yüzden kendi parasını kazanmayı bekliyordur.
Ben bu işi yapıyorsam hakkını vererek yapmak istiyorum.
öyle iki simit bir ayran bir çay ile mutlu olacak kızlar da vardır ve onlar baş tacı edilecek kızlardır
ama bir gün bir an benden bir şey ister de ben bunu karşılayamazsam işte o zaman sıçarım öyle aşka da ilişkiye de.
işte herşeyin başlangıç noktası budur sonra dallanır budaklanır.
bu işi az para ile yapabilenlere de helal olsun ama ben yapamam abi.
Sadece tek bir örnek:
Bir gün kardeşim ve onun arkadaşlarıyla bir yere gittik
daha önce gitmediğimiz bir yer fiyatlardan da haberim yok.
Sonra biz yedik içtik ama ben kafada neler kuruyor hesaplıyorum.
O, o kadar olsa, şu şu kadar. Gecem harap oldu zevk değil bildiğim zulüm oldu o gece bana.
Dediğim gibi paraya kesinlikle ehemmiyet vermem ama bu yüzden rezil olmak nasıl koyuyor biliyor musun adama
en azından bana çok kötü koyuyor.
bu yüzden babamdan para isterken çekiniyorum, acaba var mıdır diye.
ve evet ne yazık ki hala baba parası yiyorum.
işte bu adamın hiç sevgilisi olmamıştır çünkü hiç kendi kazandığı parası olmamıştır.
para herşey değildir ama çok büyük belirleyicidir.
Liseli aşıklar size de merhaba kuzucuklar..
O cebindeki ayfonlan çektiğin resim de çok güzel olmuş...
allah belanızı versin. insanların sosyal eksiklikleriyle dalga geçmek sizin sosyal statünüzü alıp yukarı mı taşıyor?
25 yaşındayım, hala sevgilim olmadı. 2 kere cinsel ilişkiye girdim o da seks işçileriyle... utanıyor muyum? hayır, çünkü ben normal bir seksin varlığından bile korkuyorum. belki çirkinliğimdendir, belki çok fazla paramın olmamasındandır, belki suratımı kaplayan ergenlikten kalma izlerdendir... bilememem ama ben korkuyorum, gerçi korkmasam da bir numara çıkacağını sanmıyorum...
neyse, sizler benimle, evet benimle dalga geçerek kendinizi rahatlatıyorsanız eğer allah belanızı versin, yazıklar olsun.
kim bilir, belki hayalinde bir portre çizmiştir ve o portredeki kadını bekliyordur. herkes hayallerini gerçekleştirebilmek için yaşar. önüne bir hedef koyar, "ben diş hekimi olmak istiyorum" der ve önündeki portreye onu çizer. o portredekini gerçek yapmak için çabalar. o insan diş hekimi değilde başka bir meslekte çalışırsa elbette çok mutlu olmayabilir. çünkü sevmediği bir işi yapmış olacak. bu olayda öyle birşey sanırım.insanın hayalindeki kadın o insanı en mutlu edecek olan kadındır.
ayrıca bu olayın ne dinle, ne mallıkla, ne yaşla ne de özgürlükle hiç bir alakası yoktur. insan portreyi çizmeli ve beklemesini bilmeli. ama hilesiz, dürüst ve samimi olmak şartı ile... kendine birşeyler katabilme şartı ile... hayattan nasibini alma şartı ile... hayattan nasibini alamayan portre bile çizemez zaten.
Bu arkadaşın hiç kız arkadaşı olmamasının bir kaç sebebi olabilir.
Nedir onlar tipsiz olması, özgüveni olmaması, money talks...
Ben kendi hikayemi anlatacağım.
Ben hep olduğumdan küçük gösterdim. Her ne kadar ilerde avantaj olduğunu söyleseler de küçükken dezavantajın ağbabasıdır.
Tipim de pek öyle yakışıklı diyebileceğimiz bir türde değildi küçükken.
Kendime hiç önem vermezdim. Yataktan çıktığım gibi okula giderdim.
Çok uzun yıllar saçlarım okul traşıydı.
Hayır eskiden kız arkadaşım yok diye tribe de girmezdim ki.
Sonra büyüdük serpildik birden bişeyler değişti hayatımda.
Artık etrafımda çiftleri görünce böyle bir kaşıntı bir huylanma baş dönmesi oluyordu bende.
Hemen ben nerelerde yanlış yapıyorum diye baktım ki doğru yaptığım tek bir nokta yok.
Neyse karınca kararınca değişiklikler yaptım. Önce saçlar sonra kıyafet davranışlar....
Şimdiler de tipimde düzeldi. Bildiğin evrimin canlı temsilcisiyim.
Boy pos da yerine geldi. Ama hala küçük duruyorum. Bu tiple lisede olsam varya ufff diye içimden geçiririm sıkça
Ama bu değişimler yetmiyor. Bir de insanın alışkanlıkları var. Ben bunca zaman tek başına yaşamışım.
Özgürlük ister istemez hayatımın bir parçası olmuş.
Kızlarla bir ilişki paylaşmak zor geliyor, ürküyorum.
Hadi bunu geçtim daha önce kimse beni beğenmemiş ya da ben kimseye hoşlandığımı söylemediğim için bunun farkına varmamışım.
Bunun ürkekliği de büsbütün üzerimde.
E bir de ülkede kezban adında bir efsane ya da gerçek * ama böyle de bir olgu var.
Ben herşeye bu kadar geç kalmışken her şey daha zor geliyor.
Sanki denize girip su belinize gelene kadar suya dalmamışsınız
ya da üniversiteye 45 yaşında başlamışsınız gibi.
geç kalmışlığın verdiği huzursuzlukla, hala bir kız arkadaş edinememenin verdiği huzursuzluk ölümüne kapışırken siz arada eziliyorsunuz.
Hayır hiç bir münasebetiniz de olmamış hani bir laf varya canlı .m görse bomba diye ihbar eder tam o kıvamdayım.
Daha bunun parası pulu işi vakti zamanı var ki eyvah eyvah.
Çok zordayım yani işin açıkçası ve andaval gerizekalı da değilim.
Tek derdim herşeyi derinlemesi düşünüp işin içinde kaybolmak.
Tek ihtiyacım olan da biraz cahil cesareti.
Sonuc: Bugün cem yılmaza gittim ve orada yabancıların çok güzel bir sözünden bahsetti. ignorance is bliss
yani cahillik mutluluktur. Ben çok şeyin farkında olduğum için bu kadar mutsuz ve bu denli yalnızım.
Not: çok uzun oldu ama böyle birşeye ihtiyacım vardı işin açıkçası...