Ekseriyetle düşünen insandır. Kendi kafasının içinde o kadar çok ses vardır, o kadar çok bir şeylerle kavga edip, kendiyle konuşuyordur ki bir başkasına kelimeleri dökmeye artık mecali yoktur. Zaten büyük bir olasılıkla da onu kimse de anlamayacaktır.
Bir kere başladı mı bu kafasının içindeki nedenler, niyeler her birinin cevapları ve kendi fikrini tatmin etme çabası işte o noktadan sonra "hiç konuşmayan insan" sıfatını alır. O kendi içinde büyük bağırışların dışa sessiz vurumudur artık.
uff benim bu
nasıl havalı di mi
sigma erkegiyim ben
yalnızların kadını
asil bir yalnızlık gereksiz kalabalıktan iyidir..
evet geldik popüler kültür yalnızlığına
arkadaşlar kendi kanımca vasatlaşmayacak kadar sosyal çevre şart
akıl sağlığınız için
hal hatır sorulup kafayı sıyırıyor olmamanız için
sevinicinizi paylaşmak
derdinizi anlatmak
içinizde şişmemek
gereksiz bir artığa evrilmemek için
sesinizi çıkarın
evde
okulda
işte
hersey konuşma ile başlar
evrileceği noktayı sen belirlersin
yeter ki sesinizi çıkarın kaybolmayın.
Her insan için farklı şekilde algılanabilecek insan türüdür. Kimisi için birinin suskunluğu o kişinin sinsiliğine delalet ederken kimi için onun suskunluğunun altında sosyal fobi gibi birtakım etkenler yatmaktadır. Belki de o sırada konuşulan konular o kişinin ilgisini gram çekmemektedir ya da konuşulan konu hakkında hiçbir bilgisi yoktur ve cehaletini belli ederek rezil olmak istememektedir. Bir konu üzerinde sürekli konuşup durmuş lakin onu anlayan veya dinleyen biri çıkmamışsa da konuşmamayı tercih ediyor olabilir. Yani hiç konuşmayan bir insanın konuşmama nedenini tek bir nedene indirgemek insanı yanıltır diye düşünüyorum efendim, evet.
Diyojen’e sorarlar:
“Bir adamın aklının derecesini nasıl anlarsın?”
Cevabı basittir:
“Konuşmasından...”
Ardından tekrar sorarlar:
“Ya hiç konuşmazsa...”
Cevabı bu defa şöyle olur:
“O kadar akıllısına, şimdiye kadar hiç rastlamadım.”
bir ara çok konuştum ama bir faydasını görmedim ve bıraktım felsefesini benimsemiş olan insandır. ama ben bir ara bile çok konuşmadım, bir faydası olmayacağını biliyordum çünkü. lakin, hiç konuşmamayı da abartmamak lazım, sinsi zannedebilirler, halbuki alakası yoktur belki ama, zannedebilirler işte.
bazen pot kırmaktan korkan insandır, bazen az bildiği için susmasını bilen insandır.
bazen laçkalığı sevmediğindendir. bazen çekingendir tanımıyodur masadakileri pek.
belki bazen herkesi çok iyi tanıyodur da söylücekleri fırtınalar koparır, huzur kaçırır diye susuyodur.
hepimizin susmak için bi nedeni var az konuşmak için. korkulması gerekmez az konuşan adamdan,
genelde bi derdi vardır. hiç değilse çok konuşandan korktuğun kadar korkma ondan.
asıl çok konuşanın sakladığı bir şey vardır, genelde çok konuşur ama konuştuğu şeyler
o sinsiliğini gizler, vardır altında korkman gereken bir şey.
ben böyle gördüm bu yaşıma kadar, gel sen beni dinle.
yazan insandır. duygular bir şekilde o bedenden, ruhtan yol bulur akar gider. yazı olur, gözyaşı olur kimisine söz olur. hiç konuşmayan insan, içi dolmuş, şişmiş, duyguları arapsaçı olmuştur. sessizliği sükunet bilir, onun konuşmasına gerek yoktur ki onun aklındakiler zaten hiç susmuyordur, sıra daha ona gelmemiştir.
Zihninde herşeyi düşünüp kendi içinde konuşuyordur. Kendiyle derin muhabbetlere bile girer. Ancak bunu dışarıya yansıtmaz. Uzaktan çok sıkıcı gibi gözüksede iç dünyası çok hareketlidir aslında.