bizim lisenin yatılılarındandım ben, sabah dersimize giren bazı öğretmenlerimiz de akşamları nöbetçi kalırlardı. bir edebiyat öğretmenim vardı. hem yaşı diğer hocalarımıza göre büyük hem de oldukça ağır bi adamdı. öğretmenler odasının dedikodu dönen kısmında hiç görmedim kendilerini. hep çalışma odasında, köşedeki bilgisayarın başında olurdu. akşam nöbetlerinde de orada olurdu. okul için dergi çıkarmaya falan çalışıyorduk bir aralar, onu düzenlerdi. ya da müzik dinletilerini montajlardı. okulun sitelerini düzenler tasarlardı. anlardı bilgisayardan da.
bir akşam gittik iki arkadaş yanına, muhabbete. gelin çocuklar dedi. oturduk yanına. bi yandan siteyi düzenliyor bi yandan da bizim arkadaşın gönül işlerini dinliyor. * isim de kullanmıyoruz öyle de vakuruz. o da bi yandan gülüyor bi yandan tavsiye veriyor. bi ara bizim arkadaş çıktı odadan.
"sende bi şeyler yok mu kız?" dedi bana.
"yok hocam, beni çok üzüyorlar. bu konularla ilgili değil ama, genel olarak." dedim. *
"o zaman uzaklaş o üzenlerden neden katlanıyorsun?" dedi.
"öyle pat diye uzaklaşılmıyor hocam" dedim.
"neden? seni tutan ne?" dedi. düşündüm yok.. "beni de üzüyorlar, bak benim hiç buradan çıktığımı gördün mü? bi şekilde sen de uzaklaşabilirsin." dedi.
"aslında doğru.." dedim bi yandan düşünürken.
"hiç kimse vazgeçilmez değildir." dedi o da.
ben bu sözü hep bir kaç kişi dışında benim vazgeçemeyeceğim kimse yok diye tuttum. çok da işime yaradı. ama tam anlamını da bu sene fark ettim.
gözden kaçan nokta şu ki; o vazgeçilmez olmayan kesime ben de dahilmişim.
bu insani ilişkilerin her alanına yansımalıdır bence. iş,arkadaşlık,dostluk,sevgililik v.b.
en azından benim için artık geçerli olan ve hayatın bana gösterdiğidir bu. gider birileri ve yeri dolar sonra. yok öyle sen olmazsan yıkılırımlar falan.
o ölmeden ben intihar etmem diye bir söz vardı mesela ne gülmüştüm.
kimse bu kadar zayıf ve zavallı değildir inanmam. yalana dolana gerek yok. karşınızdaki değerliyse sizin için verdiğiniz değeri gösterin ha yine de anlamayıp gidiyorsa paşa gönlü bilir deyip önünüzdeki maçlara bakın.
vazgeçmem dediklerinden vazgeçersin, yapmam dediğini yaparken görürsün bir gün kendini. en iyi öğretmendir hayat.