Kadınları anlamak zor olduğu için adam oturmuş düşünmüş hep. Sonra çok düşünmüş filozof olmuş. Her başarılı erkeğin arkasında olan bir kadını da böylece tanımış olduk.
enerjilerini kocalarına değil, bir topluluğa yahut kağıda, olmadı bir taşa ayırsalardı, bir çok kadın filozof olabilirdi. işe yaramaz değişik fikirlere sahipler, potansiyelleri var aslında.
kadınlar doğası gereği garanticidir. yuvasını, garantilediği güçlü erkeğini yavrusunu bir an önce edinip kendini güvende hissetmek ister. gündelik işlerde, derleme, toparlama, düzen işlerinde daha yaratıcıdır. o bakımdan felsefe filan işe yaramaz, soyut işlerdir onun için. ne o öyle sessiz sessiz otur, düşün, düşün, düşün.
yanlış olan bilgi. (bkz: hypatia)
agora filminde güzeller güzeli rachel weisz tarafından canlandırılmıştı.dinin-söz konusu din hristiyanlık olsa da genel anlamda tüm semavi dinler kastedilen- daha doğuşundan itibaren ne kadar tahammülsüz, kadına ikinci derece insan muamelesi yapan bir güruhun amaçlarına hizmet ettiğini bir kez daha gözler önüne seriyordu film.ve evet filmde de anlatıldığı üzere hypatia öldürülmüştür gerçekte.
nesi bu kadar ilginç anlamadığımdır.
kadınların fikir ve düşünceleri insanoğlunun tarihinde çok da yakın bi zamana kadar hiç bir önem arzetmemiştir ki.
seçme haklarını kazanalı ne kadar olmuş bi defa?
konuyla genel olarak çok alakalı olmasa da seneler önce izlediğim bir film vardı. (bkz: casanova)
illa ki izleyenleriniz vardır. başrollerini Heath Ledger ve Sienna Miller ın baylaştığı 1700 lü yılların venedik'inde geçen bir film. sienna miller Francesca Bruni adlı feminist bir kadınnı canlandırıyordu ve bu karakter ve düşüncelerini ancak takma bir erkek ismiyle yazabiliyordu ki sonra kullandığı kişinin ismi tehlikeye girer ve engizisyon mahkemesi tarafından yargılanmak istenir. çok fazla spoiler vermemek adına detaylı anlatamıyorum. ifade etmek istediğim kadınların fikirlerinin önemsiz olduğu bir dünya ve kadınların haklarını savunan kişi sözüm ona bi erkek dahi olsa bunun tehlike arzettiği düşünülerek engellemek istenmesi.
Dûşünen erkek varda ne oldu? Hepsinin dünyasını burnundan getirmişler, sakat orospu çocukları, genelde insanlar kandırıldığı ve bu kandırılmadan memnun olduklarından, gerceği düşüneni öldürmûşler. Filozof da az, kadın niye az? Çünkü biz erkekler bu masum (o yıllar için) bu masum tatlı canlıları hep korkutmuş 2. Kişi olarak görmûşûz, onlar hangi özgüvenle filozof olsun?
kadınların, özellikle geçmişte, fikirleri ve görüşleri bir erkek kadar önemsenmezdi. bu sebeple kadın yazarlar erkek isimleri kullanarak kitaplarını yayınlamışlardır. (bkz: george eliot)
aynı mantıkla devam edersek, mutlaka kimliğini gizli tutmuş birçok kadın filozof vardır. aksi baya komik çünkü. *
kadinlarin yuzeysel oldugunun kanitidir. ilgi budalasi, goruneni asil sanan aslolandansa yalnizca varolana bakan hicbir seyin farkinda olmayan meme etrafindaki et parcasidir hepsi. modern dunya tepemize cikartti sadece o kadar. yoksa yerleri belli.
Ne Görmek ve bilmek istediğinize bağlı olarak olarak değişir.
Eğer bir kadını meta, kullanılabilir bir şey olarak görüp kişilik, düşünce ya da yaşam görüşü aramıyorsanız felsefe ya da filozof yani bilgisever insandan söz ederken kadını elbette öteler görmezden gelirsiniz.
Bugün akla dayalı felsefenin doğduğu yer olarak gördüğümüz eski Yunanda bile kadınlar 2. Sınıf insan konumunda sadece üremeye endeksli bir muamele görüyordu.
Erkek egemen ve erkek sever bir dünyanın sizlere kadın filozof sunmaması, gözler önüne sermemesi çok da tuhaf değil elbette.