--spoiler--
notu görür görmez "ben" butonuna tıkladım. ağır ağır yazıları süzdüm ve "işte budur üstat" yazısını gördüm. mouse'umu yavaşça üstüne getirdim. boncuk boncuk terler akıyordu alnımdan. ve en sonunda tıkladım. bir yanlışlık, bir terslik vardı olayda zira bunlar benim entry'lerim değildi. ama hemen jeton düştü "lan bunlar benim eklediklerim ne salak adamım ahaah" dedim. ciddiyetimi hemen geri kazandım ve ikinci sayfaya geçtim. ve işte oradaydı, "son 'işte budur' olarak eklenen entry'leri". arkada hans zimmer'im gerilim dolu melodisi eşliğinde yine terleye terleye geldim butonun üstüne. ellerim kilitlenmişti resmen. terler hızla akmaya devam ediyordu derken mouse biraz hassasmış sanırım yanlışlıkla bastım... derken az da olsa pozitif bir sonuç gördüm ve rahatladım. zaten sol üst köşede "game saved" ve "mission accomplished" yazıları da belirdi. yerimden doğruldum ve güneşin bağrında yanan masaya şemsiye açmak için aşağıya indim...
--spoiler--
mesele beğenilmek ya da beğenilmemek değil. zevk meselesi deyip, yazar sanat için sanat yapıyorsa eğer işte budur üstat demeyebilir halk, lakin halk için sanat yapınca nasıl da kabarıyor koltuklar. işte dostum bütün mesele bu.