küçükken, filmlerdeki kutu kutu hapların içilip intihar edildiği sahneler hep gözüme takılırdı. bilinçaltıma fazla işlemiş olacak ki ben de bakkaldan 2 kutu bonibon alıp hepsini ağzıma doldurdum. sonra halıya uzanıp metanetle ölümü beklemiştim. fazla aptalmışım galiba.
Bir avuç dolusu bonibon içmiştim bi kere. Annem kanepenin üstünde uyur halde bulmuş beni. Kafama terliği vurup "bu boş kutuları sana çöpe at dimiyom mu ben" diye uyandırınca kendime gelmiştim.
Belki trafik kazası yapar da ölürüm diye baya hız yapıp makaslara giriyordum ama o kadar iyi sürüyordum ki bir türlü kaza yapamadım. Daha sonra ulan kaza yaptık ama ya ölmezde sağ kalırsak? Bir şekilde kurtarılırsak işte o zaman evdekiler kökten sokar bize diye vazgeçtik. Net bir şekilde kaza yapıp ölmeliydim ama suçlu olan taraf olmamalı ve yoldaki başka hiçbir sürücünün hayatını tehlikeye atmamalıydım. Ama olmadı vazgeçtim.
bir iki kez bulundum ama ölmedim. Yanlış yöntem mi seçtim bilmiyorum. Ajdarın şahdamarıyla intihar denemem olmuştu. parçanın ortalarında gülmekten kalbim duruyordu.
çok kez yapıldı, fakat kimse anlamadı, ek olarak henüz ölmedi. dolayısıyla zafere ulaşamadığın için sadece kendin biliyorsun, ve yine gerçekleşmediği için, duyanlar küçük bir kaza yahut macera diye adlandırıyorlar.