hiç görmediğiniz birine pek ilgi duymazsınız genelde saçma gelir. sonuçta yüzünü görmemiş, sesini duymamış olursunuz, onunla ilgili hiçbir şey hissedemezsiniz de zaten.
konuşmalarıyla, düşünceleriyle etkilemeye başlar sonra sizi, onu çözmek için uğraşırsınız... 'nasıl biri' diye sürekli onu düşünür olursunuz, saplantı haline gelir.zamanla kendini sevdirmeye başlar, soyut olarak tanırsınız.
ya da; kendini gizler tek taraflı tanımayı dener sizi * herşeyinizi bilir ama siz onunla ilgili hiçbir şey bilmezsiniz. bu şekilde gizliliğini, özelini merak ettirir size.
siz zamanla saçma bulduğunuz gibi ilgi duymaya başlarsınız. ve bir gün bir şekilde karşınıza çıkar. unutulmuş, üstü kapatılmış ilginiz, soyut düşünceleriniz somutla birleşir, ona anlamlar yüklersiniz. bunu farkında olmadan ilerletip en başında saçma bulduğunuz ilişkinin içinde bulursunuz kendinizi.
yanlış bir önerme olsaydı, kör olan kimse sevemez, aşık olamazdı. oysa aşk üzerine yazılmış bir şiirin sahibine baktığımızda aşk görerek mi yaşanır hissedilerek mi daha iyi anlaşılır.
güzelliğin on par etmez
bu bendeki aşk olmasa
eğlenecek yer bulaman
gönlümdeki köşk olmasa.
normaldir. zaten aşık olduğun insana gözünle bakmassın, kalbinle bakarsın, kalp onu nasıl görüyorsa o senin için öyledir. onun için görmeden de aşık olur insan.
sadece susarak özlüyorum seni
hiç tanımadan, ne garip
sense uzak, çok uzakta
bir deniz gibisin resimlerde..
hayal adam ya da hayal kadın diyebiliriz istediğinizi yaratmaya çalışmak sonra onunla mutlu olduğuna inanmaya çalışmak inanmaya çalışmakla yetinmeyip mutlu olmak.
berbat bir duygudur, kafanızda idealize ettiğiniz bir karaktere aşıksınızdır öyle bir insan yoktur aslında , ama siz bunu bilerek belki de dünyada ki o karaktere en yakın sevgiliyi gerektiği kadar(?) sevemezsiniz ve kaybedersiniz, çok üzülmezsiniz çünkü, iki votkadan sonra hep olmayan sevgiliyi düsünürsünüz, üzülürsünüz çünkü, sokakta okulda bir çift gördüğünüzde bazen görmediğinizde bile hep büyük bir hata yapmış ruh haline bürünürsünüz.
hmm. konu aslinda deruni dostlar. "dostlar" diyerek samimiyet kurmaya cali$iyorum. soyleyeceklerimden sondajlayacaginiz ki$isel cikarımlarinizi mizana koydugunuzda internet mahir gibi hissetmeyin deyu.
a$kin, $ipsevdi sakizlarindan da ogrenilebilen vijintilyonlarca tanimi, tarifi mevcutken ve a$k hâlâ bazilarimiz icin karakter uzerinde kurulan hegemonyanin kismen ve zimni olarak bir ba$kasina teslimi, hak zilliyetinin el degi$tirmesi; ki$inin butunle$ik tum gerceklerle cirilciplak yuzle$tigi bir ya$am panoramasinin/kesitinin ku$baki$i-sen goremezsin, ku$lar gorur- goruntusu olarak vucuda gelse de; kimileri a$k icin "birini bulup kendini kaybetme durumu", kimileri de "seks oncesi hazirliklar teselsulu" olarak bahsetse de a$kin genel-gecer bir situasyon olabilmesi ve anlaminin evrenselle$ip, literature gecebilmesi icin elimizde bir done olmadigi oldukca acik. a$kin ki$iden ki$iye, kulturden kulture, atlastan atlasa ve ruhsal durumdan bir digerine degi$en yine katrilyarlarca varyasyonu var: platonik mi dersin; kar$iliksiz mi dersin; e$$een tenasul organina su kacirani mi, kiz kacirani mi dersin, bilemem; ama var.
ezcumle; gelelim gormedigin birine duyumsadigin safca duygular butunune.. be heyy yavrum te heeey!
bu aslinda hakikaten safca, musafca(kafiye olsun), seda sayanca bir his skalasidir ki öyle msn messenger'daki henuz ucuncu konu$mada dillendirilen "senden etkileniyorum ve seni pazar gunu kilisede goremedim john!" turevi ivir zivirlardan karakter olarak ayrılagelir.
ciddile$elim: temizdir. insancadir. icinde aptalliktan ayrilan ama ki$inin zekasini da, aklini da tam olarak kullanmasina musaade etmeyen, "insanin icine kelebek kacmasi", "vucudun sol frame'inde bir$eylerin kipra$masi", "kalbin hop hop etmesi" olarak bildigimiz abstre guzellikler, ardulkeler; hadi $iirsel-gonulsiken olsun, bir sercenin gozkapaklarına asimptot gibi inen rengarenk spektrumlar ihtiva eden birtakim degi$kenlerin toplamidır.. tribunlere oynayan tatli su asiciklerinin, kucuk james dean'ciklerin anlamlandiramadigi, acimlasa da tirstigi ise genellikle bunun ahlâki boyutudur.
"ulan ya biri, benim hic gormedigim birine a$ik oldugumu ogrenirse? siki tutarim allaama! ben gachayim" (ebenin amina kadar yolun var canim cigerim)
fikriyatinin tetikledigi, ve benim de, du$uk sarsintili osuruk bombalari olarak yorumladigim bu tip hezeyanlarin sahibi, "gormediğin birine a$ik olmak" olgusunu (eğer olmu$sa, olgudur!) tenkit ederken, destekleyici varsayimlarini birkac pasajla susler:
* lumpen soylemi: a$k dedigin kanli canli olur, ne o oyle gormedigine a$ik olmak? biz gev$ek miyiz?
meal: seks her $eydir, susuzluk hicbir $ey. caktirmiyorum ama msn'den bir kari du$urdum. amina koyim eve filan da cagiririm $imdi. cillop.
* dadaist (tan tolga demirci gibisi) soylemi: a$kin icini bo$altiyorsunuz; seviyesizle$tirip, zeminini kayganla$tirip, a$ki ayaga du$uruyorsunuz. a$k, ne mevcut paradoksal yapiyi bozar, ne de ki$inin varolagelen toplumsal bo$lukta kendi tabiyetini suslendirdiği yercekimsiz bir $izofreni olabilir. lutfen benimle tarti$mayiniz kuzum. mayonnaise?
meali: ozledim teninin kokusunu ozledim breh amini siktimin omru beah!!!1
$air burada kendini kandiriyor.. surreal ka$eli izahla nereye kadar gideceksin be amina kodumun?
* kiz arkada$ina hediye begenemeyen delikanli soylemi: a$$k mi? valla ben gordum aldim hatunu. musakkayi iyi yapiyor. el i$i dersleri haricinde yataktayiz. ben sikerim babu$. sikimde olmaz. sikimde olur da, yani o anlamda degil, dur dur anlamadin sen.. h$$!! nereye!?
meal: sevdim arkada$!
* ceviz agaci soylemi: herkes a$ik olmasin! ithalat kotalarini biliyorlar, buna da sinir gelsin. bir olcusu olsun, eternal sunshine of the spotless mind'a bagimli olmasin. a$kin sevgiyle olan baglarini kopardiginizda ve onu sadece hormonal bir nokta, zaten ba$iniza gelecek bir "$ey" olarak algilamaya cali$in yoksa yarraa yersiniz.. hiç gormediginiz birine a$ik olduğunuzu du$unuyor ve bunu benliginizle hissediyorsaniz a$iksinizdir: nokta. daha fazla uzatip mevzuyu don lastigi etmenin ne a$k'a, ne a$ik'a, ne de ma$uk'a faydasi varrrrrr.
saçmalık. filmlerde olur o.
yok şiirlerde yaşıyoruz biz. yok biz konuşarak anlaştık. ten uyumu diye birşey var oğlum. belki adam karşında şapırdatarak yemek yiyor. feminen konuşuyor. belki eli kolu durmuyor.
(bkz: geç bunları anam babam geç bunları)