yazılan onca entry 'ye ek olarak 1.44 mb'lık Disketlere yedek alırken nerede kaldığını unutup defalarca başa dönmemiş demektir. ( bilgisayarın birde o yedeği zip doyaları halinde onca zaman işlediğini de bilmez bu kişi ve ya kişiler efenim.
eksiktir azizim bu insanlar teknolojinin kıymetini anlayamazlar kıymet bilmezler neydi o eski zamanlar güneşten bozulmasın diye gazete kağıdına sarmak mı dersin disket kaplarını arkadaştan çalıp başkalarına hava atmak mı dersin hele o disketi okurken çıkan sesin hazzını yaşamak mı dersin ne dersen de işte.
Eski bilgisayar kullanmamış olmaktır. Windows 95 ve Windows 98'i kullanmamış olmaktır. Haliyle onların açılış seslerini bilmemektir -ki çok güzeldi açılış sesleri- Kısacası 90lı veya daha öncesinden olmamaktır...
o disketlerin içindeki garip, şu röntgen çekildiğinde oranızı buranızı x-ray ışığıyla gösteren garip kağıt desen değil, plastik desen değil, ona benzeyen o maddenin içine o bilgiler nasıl sığıyor, bu bilgisayar bunu nasıl okuyor diye düşünmemiş olmaktır.
saçmalıktır. hey gidi günler... disketin kapağını kırıp içindeki manyetik diskle güneşe bakardım. win98 başlangıç diskini çok önemli bir şey sanıp yazdığım disketi en güvenli yerde saklardım.
ms dos tan bilgisayarı çalıştırmak için en az 15 dakika vakit harcamamış olmaktır. windows öncesi hayattan haberi olmamaktır. debug programları ile işlemcinin beynine girmeyi bilmemektir.
5.25 floppy disklerden zaten bahsetmeye gerek yok heralde.
liseli turnusolu olmada yüksek başarı gösteremeyen bir maddedir. sebebi ise açıktır. bilgisayarın evlere giriş yapması öyle çok kolay ve hızlı olmamıştır. hala kapısından bilgisayar girmemiş evler mevcuttur. yani disketler çoktan kullanımdan kalkmıştır fakat kişinin evine bilgisayar aylar hatta seneler sonra gelmiştir. bu da onu disket kullanmayan ve liseli olmayan bir birey yapar. mahkemeye kanıt olarak kendimi sunuyorum ve bu maddenin taslaktan çıkarılmasını saygılarımla arz ediyorum.*
90'larda çocuk olan bir çok birey gibi ben ve kardeşim de çocukluğumuzu mahallenin sokaklarında yaşadık. en güzel oyunlar, anılar oralardaydı hep. sonra gün geldi bilgisayar diye bir şey çıktı. bazılarının annesi babası sormadan aldı bazılarında ise çocuk istedi. biz de ne mi oldu sözlük? sırayla binip tur attığımız bisikleti paylaşmaktan sıkılmıştık artık yeni bir 18 vites amortisörlü bisiklet istiyorduk ve seçimimizi yaptık. biz sokaklarda eğlenmeye devam etmeyi seçtik. bilgisayarı kardeşimiz dediğimiz dostumuzla tanıdık. onun evinde atariden bozma beyaz sarayda uzaylılarla savaştığımız bir oyunla başladık pc oyunları hayatımıza. çok da heyecanlıydı lan.
içerisine cs(counterstrike) ile ilgili ttlerin ve kblık oyunları depoladığım şeyin özelliklede disketin sürücünün içinde kaldığında çıkarılması çabasını gösterememiş olan bu hazzı tatmamış cd'yi bile kullandıklarını düşünmediğim kişilerdir.
