bugün

tam olarak şudur diye anlatılacak bişey değil nazım hikmetin romanlarından bir kaçını okuyarak aklında bişeyler kurgulayabilirsin ama o kurgulayacağını da yaşamayacağını unutma.
Ne gerek var.
Gençlerin aklını bulandırmayın.
https://youtu.be/Dj_WOqqvrBk
Hiç görmemiş birine renkleri anlat demek kadar zor.
Aşk diye bir şey yoktur.
Olmayan şeyi anlatmak mümkün değildir.
(img:#1975627)
Kekonun birine aşık olup diğer kimseyi görmüyorsunuz bir süre, neler oluyor yarabbi falan diyorsunuz. Böyle mal mal şeylere takılıp, hayatı karmaşıklaştırıyorsunuz kendinize. Ama sonra, hani bir yara kabuk tutunca onu soyarsın, işte böyle her kalbini açışında bir miktar acı çekiyorsun, çünkü aşk kan gibi, her seferinde akıyor.
cennete gitmek gibi bir şey.
ama olmazsa da yasak elmayı yemişsiniz gibi kovuluyorsunuz cennetten.

öyle bir acı.

acıtır.

vee bir daha sevmek için, daha çok aşık olmanız gerekir.
bunu yapmak istersiniz.
çünkü tadına varınca tekrar istersiniz.
peki bu riski alır mısınız?
işte seçicilik burada başlar.
aşkın seçiciliği.
zordur.
yaşamasakta ölmedik hesabı.
görsel
böyle bir şeydir. çaresizliktir, her şeyden nefret ederken ondan edememektir. ama yine de aşık olun, mümkünse doğru kişiye.
yoksullara göre değildir.
Mesela, Senden bir tane daha var senin gibi. hep senin mutlu olmanı iyi olmanı isteyen biri.
Gözündeki çapağa kadar sevmek nedir bilir misin?
Ölümüne hızlı süren ve kasksız giden bir sevgilinin kaskı sevdiğine takmasıdır.
Neden hızlı gittigini bilmeden ve sorgulamadan ötekinin de ona sıkı sıkı sarılmasıdır.
Ölüme gidebilme cesaretidir kısaca.
Çektiği acıları çekmek istemektir.
Annesi, babası, kardeşi olmaktır. Olmak istemek değil zaten olabilmektir.
Eşsiz oldugunu bilmektir.
Yıllar geçerken Değişimini izlemek, değiştiği haliyle kabullenmektir.

Kendine zarar vermektir aşk.
Mezarında aglayacağı günü bilemeden kırmaktır defalarca.
Yaralarımı gör ve beni iyileştir diye kapris yapmaktır.
Sadece ona Eyvallahı olmaktır.

Uzar gider...
Nerede okuduğumu anımsamıyorum fakat şöyle bir cümle vardı : " tanrı onu yaratırken, benim fikrimi de almıştı sanki.. "

Tam olarak böyle hissettiren bir hadise aşk.
Şekeri zehir
Zehri şeker eyler.
penguene ateş anlatılmaz.
sanki biz çok bildik de bir de anlatıyoruz, anlatamam.

t: anlatılmaz yaşanır.
Sevmeyi aşkla karıştırma.
Sevgi durağan bir deniz, rahat yüzersin engeller olmaz, yorulmazsın ıslanmak istediğin kadar ıslanırsın,kafanı batırmazsan kafan ıslanmaz mesela,ama aşk fırtınalı bir deniz , suların içinde olduğunu denizin ortasında olduğunu iliklerine kadar hissedersin her yerin ıslanır engel olmazsın dalgalar çarpar,bazen kahkahalara boğar seni bu fırtınalı deniz hoşuna gider ama sonunda kollarını çırpmaktan yorulursun.
Dalgasız denizden sıkılınca çıkarsın ama dalgalı denizden denizin tadını tam alamadan yorulduğun için çıkmak zorunda kalırsın. Biraz daha yüzebilsem keşke dersin.
Sevmek mantık işi, aşk ise delilik.
Ama yeterince mantıklı yaşamadık mı biraz da deli olalım.
Bu zamana kadar olmadıysan bundan sonra hiç olamazsın. O yüzden ne ben elimi yorayım, ne de sen beynini yor. Artık seninle düşman bile değiliz.
Birlikte çekilen foto da ilk ona bakmaktır..
Bir kıvılcım.
Sonra bir ateş.
Daha sonra bir yangın.
Dahada sonra kül.
gökten üç cemre düşer;

ilki gönlüne,
ikincisi aklına,
üçüncüsü diline..

dile düştüğünde:
gülümserse; bahar gelir, güneş açar, hayat doğar..
olmaz der küserse; don vurur, mahsul kurur, bitersin...
Teoride olan ama pratikte olmayan, içsel sızı. Kime aşık olursanız olun sizi reddedecektir.