nasıl olur ki hiç aşık olmamak? duyguları aldırmak diye bir şey varsa belki.. ama bak sol yanına, deli gibi çırpınan bi kalbin var ve elbet birinin çekimine kapılıp gidecek. ne bileyim, ya da bana oluyor sık sık, o yüzden herkesi kendim gibi sanıyorum. *
aşık olunduğunda anlaşılan durumdur. daha evvel kimseye bu şekilde hissetmediğinizi anladığınız an beyninizde belirginleşir bu düşünce. belki doğrudur belki de yanılsamadır. bunu da zaman gösterir.
aşık olunarak başlanan ve her anı dolu dolu yaşanan bis ilişkinin sonunda hüsrana uğrayan bünyenin bir fırsatım daha olsaydı ile başlayan cümlesinin sonu olabilecek hiç aışk olmamamak isterdim cümlesinin bir kısmı.
karışık oldu bıraz ama ıdare edın.
çocuk halinle atılmışsındır yaşama... ve aşık olmana bile müsade etmemişlerdir be sözlük... günden güne kalbinin taş kesildiğine inanmaya başlamışsındır... büyüdükçe sevgililerin olur ,gezmeler tozmalar başlar, yalandan sevişmelerle devam eder. gerçeğin bu mu olduğunu düşünürsün.ama değildir, gözüne baktığında anlarsın ki bu da değildir. anlarsın ki hiç aşık olmamışsındır.
kırmızı olmadan kırmızıyı nasıl anlatırsın sorusunu akla getiren cümle. kime göre belirlenmiştir aşk. kimlerin anlattıgı hisler, hareketlerle aşkın tanımı yapılmıştır. hala cevapsız olan aşk ve sevgı nedır sorusu cevap bulamazken ben hiç aşık olmadım demek gereksızdır. belkı aşk yemekte aklına sigaranın gelmesı gıbı bır seydır. bana göre aşıksın. aşksız yaşayamazsın.
hiç aşık olmamak mı hiç aşık olamamak mı?
hiç aşık olmamak belki bünyenin kendini kasması sonucu oluşan bir durum olabilir ama olamamak farklı tabi.
her iki durumda -iyi veya kötü tartışılır- hayatın tadlarından birinden mahrum kalmaktır.
salın efendim mahrum bırakmayın kendinizi.
realist insandır, aşka inanmamaktadır. neden inanmadığını sorarsanız eğer, çevresinde aşk adı altında yaşanan zırvalıkları, çekinmeden kanıt olarak sunabilir. (bkz: sen aşka aşıksın hazırsın gördüğünü abartmaya)