pkk'ya zamanında ağır kayıplar verdirmiş ve pkk'nın şehir yapılandırması içinde bulunanları, yardım eden kürt asıllı zenginleri öldürerek sindirmişlerdir. devlet tarafından eğitilip, lojistik destek verdikleri söylenir. bu destek kanıtlanmış olsa da kişisel yardım mı bir devlet politikası mı tam bilinmez. zamanla çok ileri gidip islama dil uzatan laikleri, demokrasiyi destekleyip pkk yanlısı gibi görülen liberalleri öldürmesi aşırı görülüp devlet tarafından görevine son verilmiştir.
ahmet türk'ü de öldürmek için eylem yapacaklarını itiraf etmişlerdir.
insanların suikaste kurban gitmesini onaylamam. ancak hukuk uygulanmadığı durumlarda bazı insanların hukukun yapmadığını yapması da tartışılır.
pkk ya karşı kullanmak için devlet tarafından başta batman olmak üzere çeşitli illerde eğitim alanları dahi açılmış olan örgüt. tabi türkiye hizbullahından bahsediyoruz. daha sonraları devletin kendisiyle işi bittiğinde de tasfiye edilmiştir.
- tayfun talip oğluna hitaben
* tayfun bey , sabahtan akşama kadar helikopterlerden pkk ye destek vermeyin diye kuranı kerimden ayetlerinde yer aldığı bildiriler dağıtan biz değildik.
Lübnan'da yayımlanan el-Ahbar gazetesine açıklamada bulunan Batılı bir diplomatik kaynakta, israil'in alt yapısını yok edebilecek güçe sahip olduğu söylenilen lübnan'ın bağımsızlık için savaşan islam örgütü.
ezgi başaran'ın 30 temmuz 2006 tarihli hürriyet gazetesinin pazar ekindeki yazısıdır :
humeyni'nin öğrencileri 1983'te hizbullah'ı kurduğunda amaçları belliydi: lübnan'ı israil işgalinden kurtarıp, silah zoruyla islam devletine dönüştürmek. ilkini başardılar, israil çekildi. büyük intihar eylemleri, kaçırma olaylarıyla lübnan'ı kana bulayan örgüt ikinci amacından kendi vazgeçti. çok dinli, çok mezhepli bir ülkede islam devleti kurulamayacağını görüp, 1992'de parlamenter sisteme yöneldi.
bugün 23 milletvekili ve hükümette iki bakanı var. müttefiki aoun'un 2007'de devlet başkanı olması bekleniyor. hizbullah bugünün lübnan'ında, 13 hastanesi, 12 okulu, yoksullara yardım fonu, devletten güçlü ordusuyla sistem içinde yer alan bir politik güç. ama bu dünyada terör örgütü olarak ilan edilmesinin tümüyle önüne geçemiyor. zaten israil tankları gazze'ye girince altı yıllık sessizliğini bozdu. 12 temmuz'da, israil sınırını geçti, iki askeri rehin aldı, tanklara ateş açtı, sekiz askeri öldürdü. ve ortadoğu, lübnan, suriye ve iran'ı içine çekebilecek korkunç bir savaşın eşiğine geldi.
hizbullah'ı diğer silahlı milislerden ayıran en büyük özellik islam'ı iyi bilen ulema klanınca kurulması. bu grup 1950-1970 arasında ırak'ın necef kentindeki şii mabetlerinde şeriat, teoloji ve felsefe eğitimi gördü. hocalarının en büyük korkusu batı milliyetçiliği ve komünizmin etkisiyle islam'ın yozlaşmasıydı. engellemenin yolu islam rejimleri kurmaktı. 1965'te iran'dan kovulan humeyni'nin katılımıyla necef akademisi'nin etkinliği arttı. hizbullah'ın kurucuları şeyh suphi tufeyli, seyid abbas musavi, uzun yıllar liderliğini yapan muhammed hüseyin fadlallah, örgütün bugünkü lideri hasan seyid nasrallah akademinin en iyi öğrencileri arasındaydı.
hizbullah, israil'in 1982'de güney lübnan'ı işgal etmesi üzerine iran'ın gönderdiği 2 bin devrim muhafızı'nın desteğiyle beka vadisi'nde kuruldu. ismi "allah'ın partisi" anlamına geliyor. şubat 1985'te yayınladıkları manifestoda amaçlarını açıkladılar: islam'ı batı emparyalizmine karşı korumak, lübnan'da adil bir islam rejimi kurmak, "işgalci ve küçük şeytan" israil devletini ortadoğu'dan silmek. batılı anlamda bir siyasi parti kurmadıklarını, bunun islam'a aykırı olduğunu söylüyorlardı. hizbullah bir misyonun, yaşam tarzının adıydı. örgüt değildi, sempatizanlarına görev vermiyordu. yeryüzündeki bütün müslümanlar adaletsizliğe karşı oluşturulmuş bu ütopik birliğin doğal üyesiydi. 24 yılda, ortadoğu'daki destekçileri 100 bini buldu.
dünya çapındaki "ününü" 1983 ile 1985 arasındaki intihar saldırıları ve batılı kaçırma eylemlerine borçlu. 1983 nisan'ında beyrut'taki abd elçiliğine bomba yüklü bir kamyonla saldırdı. 17'si amerikalı 63 kişinin öldüğü olay islamcı terörün ilk intihar saldırısıydı. altı ay sonra birleşmiş milletler çokuluslu barış gücü'ne bağlı beyrut limanındaki amerikan deniz kuvvetleri kışlalarına, fransız üssüne intihar saldırıları düzenledi. 243 amerikan denizcisi ve 58 fransız askeri öldü. bu arada beyrut amerikan üniversitesi'ndeki yabancı öğretmenleri, bir cia ajanını ve gazeteciyi kaçırdı. 1985'te bir amerikan uçağını kaçırdı, yolcular arasındaki abd askeri robert stethem'ı döverek öldürdü.
vahşetin artması üzerine islam dünyası bu eylemlerin dine uygunluğunu tartışmaya başladı. hizbullah'ın ulemasına soru yağıyordu. intihar islam'a aykırıydı örneğin. kuran'a göre herkes kendi hayatından sorumluydu, babanın günahını oğlu çekemezdi. dolayısıyla, masumları kaçırmak caiz değildi. tüm bu sorulara örgüt sözcüsü hüseyin el musavi açıklık getirdi: "büyük güce karşı savaşan ezilmişleriz. onların büyük silahları var. savunmada sıradışı yöntemler seçmemiz günah değil. alkol de dine aykırı. sağlık için, ilaç olarak kullanılırsa günah değil."
örgütteki en üst karar kurumu lübnan konseyi. yerel temsilcileri: beka, beyrut ve güney konseyleri. 4 bin silahlı milis bu konseylere bağlı. adının kullanılmasını engellemek için sözcü atayan hizbullah, eylemlerini bu kanalla üstleniyor. ayrıca fadlallah ve sonraki lider hasan seyid nasrallah kapısını dünya basınına açık tuttu. kanlı eylemleri üstlenmek istemeyen fadlallah kendini hep ruhani lider olarak tanıttı. intihar bombalarının islam'ı zedelediğini düşünse de bunu yüksek sesle söylemiyordu. örgütün gerçek yönetimi abbas musavi'deydi. 1992'de musavi bir israil füzesiyle otomobilinde öldürülünce, yerini necef'ten beyrut'a getirdiği öğrencisi ve can dostu hasan nasrallah aldı. nasrallah, örgütünü 14 yıldır güney beyrut'ta musavi sokak'taki binadan yönetiyor. ofisin girişinde humeyni, musavi ve hamaney'in portreleri, koridorunda ise 18 yaşında israil saldırısında ölen oğlu hadi'nin fotoğrafı asılı.
nasrallah'ın söylediğine bakılırsa, lübnan'a şeriatı getirmek için kurulan hizbullah bir süre sonra çok dinli, mezhepli bir ülkede bu ütopyanın gerçekleşmeyeceğini gördü. seçime girip, mevcut sistemde söz sahibi olmaya yöneldi. 1992'de parlamentodaki 128 sandalyeden 12'sini, 1996'da 10'unu, 2000'de 8'ini ve 2005'te 23'ünü kazandı. şu anda enerji ve su bakanlıkları hizbullah'ın elinde. başbakan fuat siniora'yla çatışan hizbullah, bu yılın başında hıristiyanların özgür yurtsever hareketi'yle koalisyon yaptı. hareketin lideri michel aoun'un 2007'de devlet başkanı olması bekleniyor.
israil, 23 mayıs 2000'de güney lübnan'dan çekildi. "bu arapların israil'e karşı en büyük zaferidir" diyen hasan nasrallah'ın arap dünyasındaki saygınlığı arttı. hizbullah'ın kuruluş amaçlarından biri ortadan kalkmıştı. fakat nasrallah hedef büyütmüştü: "bu toprak değil, varoluş savaşı. israil haritadan silinene kadar savaşıp, kudüs'ü alacağız."
hasan nasrallah, hem 11 eylül faciasını hem de zarkavi'nin kafa kesme operasyonlarını kınadı. el kaide'yle hiçbir ilişkilerinin olmadığını her fırsatta yineliyor. zaten el kaide de şii örgütü olduğu için hizbullah'ı düşman ilan etmişti. hizbullah, mezhep farkına karşın, israil'e karşı mücadelede hamas'ı müttefik görüyor. militanlarını eğitip, füze verip ikinci intifadayı destekliyor. nasrallah açıkça "filistinli kardeşlerimize kendilerini savunacak silah vermek görevimizdir" demişti. hamas, geçen yıl ruhani lideri şeyh ahmed yasin öldürülünce israil birliklerine 65 füze fırlattı. mahmud abbas liderliğindeki filistin hükümeti, hizbullah'ı israil'le yapılan ateşkesi bozmakla suçladı. hizbullah'ın g8 toplantılarından birkaç gün önce, 12 temmuz eylemine girişmesinin nedeni kimilerine göre iran'a destek. iran'ın nükleer programı üzerinde yoğunlaşan uluslararası ilgiyi felaket senaryosuyla dağıtmayı amaçlıyor. buna karşılık fırsatı değerlendiren israil, seçimle iktidara yürüyen, uluslararası meşruiyet kazanacak bir düşmanından kurtulmaya çalışıyor. hizbullah, son hamlesiyle arap dünyasında bile tepki yarattı. mısır ve ürdün'e göre, ortadoğu'daki dengeleri bozdu. tek başına israil'e karşı savaş ilan edip, diğer arap ülkelerini, halklarına karşı zor durumda bıraktı.
abd, kanada ve israil, hizbullah'a terör örgütü, diyor. ingiltere sadece askeri kanadını terörist ilan etti. başta hollanda olmak üzere birçok ülke hizbullah'ı avrupa birliği'nin terör listesine sokmak için uğraşıyor.
hizbullah sadece politik parti, askeri grup değil. yolsuzluklardan uzak kalmayı başaran bir sosyal dayanışma örgütü. yoksulların yaşadığı güney lübnan ve beka vadisi'nde sosyal hizmet programları yürütüyor. 12 hastanesi, 12 okulu ve çiftçilere teknolojinin anlatıldığı iki özel tarım merkezi var. hastaneleri bütün özel sağlık kurumlarından daha ucuz, sempatizanlarına bedava. örgüt çok fakir ailelere ayda 100 dolar veriyor. el manar (fener) adlı tv'si, el nur adlı radyosu ve el intikad adlı gazetesi var. el manar, 2004'e kadar fransa'dan yayın yapıyordu. yahudilere nefret saçan yayınları nedeniyle fransa millet meclisi kararıyla ülke dışına çıkarıldı.
tahminlere göre, hizbullah'ın yıllık geliri 100 milyon doların (yaklaşık 150 milyon ytl) üstünde. kaynağı bağışlar ve iran. cephanesini de iran'dan aldığı sanılıyor. şu an elinde 13 bin adet roket var. bunlardan bir kısmı taşıması ve saklaması kolay katyuşalar. menzili 11 kilometre. iran yapımı fajr-3 ve fajr-4 ise 45-70 kilometre arasında. asıl korkutucu olan 600 kiloluk kimyasal da taşıyabilen savaş başlıklı zelzal-2 füzeleri. menzili 200 kilometreyi bulan füzeler, lübnan sınırından atıldığında, hayfa'yı rahatlıkla vurabilir.
2 eylül 2004'te 1559 sayılı birleşmiş milletler kararı yayımlandı. karara göre suriye, bütün askerlerini çekecek ve lübnan'daki tüm milisler silahsızlandırılacaktı. hizbullah, ciddiye almadı. lübnan hükümeti hiçbir şey yapamadı. çünkü hizbullah'ın ordusu, lübnan hükümeti ordusundan güçlü. iran ve suriye'nin desteğine sahip. şimdi hükümet, hizbullah'a ateşkes baskısı yapamıyor. etkisiz kalmasından, prestijinin zedelenmesinden korkuyor.
hasan nasrallah'ın saygı görmesinin en büyük nedenlerinden biri israil'le rehine değiş tokuşundaki başarısı. 2004'te üç israilli asker cesedi ve bir rehin işadamına karşılık 400 lübnanlı mahkûmu aldı. hedefi israil hapishanelerindeki 10 bin filistinli ve lübnanlıyı kurtarmak.
1990'lı yıllarda diyarbakır'daki ilim kitabevi'nin sahibi hüseyin velioğlu tarafından kuruldu. amacı anayasal rejimi yıkarak iran'dakine benzer bir islam devleti kurmaktı. pkk 1991'den itibaren özellikle ilim kitabevi çevresinde oluşan hizbullahi gruba yönelik silahlı eylemlere girişmiş ve böylece bu grupları sindirebileceğini düşünmüştü. bu amaçla bu grubun önde gelen ve sivrilmiş şahsiyetlerini öldürdü. bu çatışma diyarbakır, batman, mardin gibi il merkezleri ile nusaybin, silvan gibi büyük ilçelerde yoğun şekilde yaşandı. yakalanan hizbullah itirafçılarının anlattıklarına göre militanlar yasal yollarla iran'a gidip dağlarda bir buçuk ay süren askeri eğitim alıyordu.
lübnan' da 2. dünya savaşı sonrası müslümanların azınlıkta olduğu zamanlarda lübnan kabinesinde her 5 gayrimüslim vekile karşılık 1 müslüman bulunuyordu. ancak 6 gün savaşlarında siyonizme destek veren gayrimüslim vekiller, soykırıma ortak olan hristiyan generaller camp david' den sonra işledikleri askeri ve siyasi suçlardan ötürü suriye ve iran destekli silahlı müslüman direnişçilerin doğal muhattabı konumuna geldiler. zamanla gayrimüslim burjuvazi ülkedeki kaos ortamından kaçmak için başta amerika ve fransa olmak üzere pek çok batılı devlete sığınma talep etti. islami direniş hareketinin liderlerinin nüfus politikalarının olumlu sonuçlar vermesiyle lübnandaki gayrimüslim nüfusu ülke genelinin %20lerine kadar indi. fakat kabinede halen 5 gayrimüslim vekile karşılık 1 müslüman vekilin olması iktidarda hristiyan bir oligarşiyi doğurdu. yani başka bir deyişle halkı müslüman bir ülkenin hristiyan ordusu emperyalist güçlere şirin görünmek için kendi halkını israil saldırılarına karşı korumuyordu. işte bu yüzden demografik dengenin değişmesiyle yükselen radikal islamcı partiler kendi ordularını kurdular. daha sonra irili ufaklı bu partiler hasan nasrallah isminde tek bir liderin hükmü altına girdiler ve birincisi askeri, ikincisi siyasi olmak üzere iki amaç etrafında uzlaştılar.
birincisi;
-israil' in her saldırısına karşı misliyle karşılık verilecek, eli silah tutan herkes ortak düşmana karşı gerektiğinde malıyla ve canıyla hizbullah' ın yardımına koşacak.
ikincisi;
-kabinedeki müslim ve gayrimüslimlerin oranı beşe karşılık bir olmayacak, ülke nüfusunun dini yapısına uygun olarak %50'si şii, %20'si sünni, %15'i hristiyan ve geri kalanları diğer dini azınlıklardan oluşan bir kabinenin var olabilmesi için gereken siyasi mücadele verilecek ve bunun ön şartları demokatik yollarla hazırlanacak.
an itibariyle lübnan hükümetinin israil sınırındaki askeri haber alma ağını kaldırmasını protesto ederek batı beyrut' un kontrolünü eline geçirmiştir. lübnan parlementosunun bu kararının israil' in 60. kuruluş yıldönümüne denk gelmesi gayet şaşırtıcıdır.
lubnan kokenli bir direnis ve mesru mudafa organizasyonudur. sadece isral'in kafasina vermekle kalmayan hizbullah, parlamento'da temsil edilen, sii'sinden, hristiyan'ina kadar anti- siyonist hemen tum lubnan halkini bunyesinde barindiran bir orguttur. .otunden mazaret uydurarak lubnan' i isgale kalkan isral'i vurarak -hem de sadece lubnan'da degil isral'in kendi topraklarinda - isral'in yenilmezlik mitinin de ta .mina koymustur. ne diyelim; zalim'in isral'i varsa mazlumun hizbullahi var.
pentagon'un elindeki rapora göre 2007'deki hedefinin türkiye olduğu açıklanan terör örgütü. açıklamalarına göre bu hedef görmenin baş sebebi islam dünyasının tek laik ülkesi olan türkiye'nin onlar için tehlike ve engel olarak görülmesiymiş.
terör örgütü sananların ortadoğudan bihaber olduklarını gösteren halk milis gücü. lübnan ın gücü zayıflığındadır diyen siyasi güce karşı tüm ortadoğu halkını korumaya and içmiş örgüttür. lübnan ı ayakta tutan yegane unsurdur.
lübnan hükümetinden daha hükümet, lübnan devletinden daha devlet olan devlet içindeki devlettir. hizbullah istihbaratı israilin lübnana 2 ay sonra gireceğini bildiğinden israilin önüne bir yem atmış, iki israil askerini alıkoymuş ve israili hazırlıksız bir şekilde operasyona zorlamış, sonucunda da israilin eline vermiştir.
israil operasyona başlamadan önce güney lübnanı boşaltmıştır ve ölenler uyarılara rağmen yerini yurdunu terk etmeyenlerdir. ayrıca evi hasar gören herkese 10000 dolarlık yardım yapacağını da hizbullah duyurmuştur. savaşta israile sadece şii mahallelerini vurmalarını söyleyen de hizbullahtır ve bu yüzdendir ki sünni ve hristiyanların bulunduğu mahalleler bombalanmamıştır. hizbullah delikanlıların delikanlısı bir oluşumdur, terörle uzaktan yakından da alakası yoktur.
tabi hala türkiyedeki hizbullahla asıl hizbullahı karıştıran çemişler vardır, her daim de olacaktır.
suriye ve iran' ın yardımlarıyla mevcut gucune ulasmiş bir örgüttür. hem kendi amaclarına hem de suriye' nin ve iran' ın ortadogu' daki emellerine hizmet eden teror örgütudur.
lübnan'daki ölü bulunmuş hizbullah üyelerinden bazılarının aynı zamanda lübnan komünist partisi üyeleri olduğu söylenmektedir. böylece israil-lübnan savaşında ülkelerini korumak adına halkın birlik olup işgale karşı savaştıkları da belirtilmektedir.
"önceleri hizbullah'ı militanlarla dolu bir grup sanırdım. isimleri ne zaman geçse, lanetler savururdum onların üzerine. ama bir gün bizim ülkemizin üzerlerine de kurşunlar ve bombalar yağmaya başladı. o zaman hizbullah, "siz yahudisiniz" diye kimseye ayrımcılık yapmadan bu ülke için savaştı. işte o zaman anladım ki, hizbullah sadece haksızları koruyan bir topluluktu. artık onlara saygı duyuyorum". bu sözler lübnan'da yaşayan bir yahudi kadına ait sözler.
türkiye de de bir zamanlar aynı isimde bir terorist örgüt vardı. ama bizzat devlet tarafından pkk ya karşı oluşturulmuş ve de içine allah kelimesi monte edilerek yandaş sayısının artması sağlanmıştır. cumhuriyet gazetesi çok güzel bir karikatürle olayı izah etmiştir o dönem: bowling salonu, topu atan devlet, topun üzerine hizbullah, topun yıkacağı taşlara da pkk yazmışlarıdı. pkk o dönem bitince hizbullahı tasfiye etmek çok zor olmamıştır. işin en komiği hizbullah'ın lideri denilen kişi istanbuldaki evi tanklarla toplarla taranarak öldürülmüş, adamın yerini ispiyonlayan veziri yara almadan kurtulmuştur operasyondan. döneminde cidden birçok pkk lıyı temizlemişlerdir.
terör örgütü değildir, siyasi bir partidir. bildiğimiz siyasi partilerden tek farkı, bir de silahlı kanadı vardır bu partinin. tıpkı hamas gibi. ha o da terörist diyen varsa filistin halkı da topyekün teröristtir zannımca. o partiyi oraya halkın iradesi çıkardı. dolayısıyla hiç kimse bir başkası hakkında, hele hele ülke yöneticileri hakkında terörist diyemez.
neden silahlı kanadı var sorusuna ise; bulundukları ülkede düzenli bir ordunun olmayışı sebep gösterilebilir sanırım. hamasın ki tamamen buna bağlı bir nedendir zira hamas gibi fkönün de silahlı kanadı bulunmaktadır. ancak lübnanda düzenli bir ordu var mıdır onu bilmemekteyim henüz... yine de terör örgütü değildir...