yabancılardaki ırkçılığın din milliyetçiliği sanılmasından kaynaklanan yanılgı.
her ikisi de (belki ateist olmasalar da) bir dini inançla ilgisi bulunmayan kimselerdir.
şöyle. faşistler ateistti. hitler de kavgasında bunu açıkça ifade ediyor. ama faşizm din aleyhtarı da olmadı. faşizmin din ile ilişkisi makyavelist bir çerçeveye oturur. yani dindar olmasalar da dinden faydalanmışlardır. bunu hitler de kitabında söylüyor. toplumu bir arada tutmaya sağlayacak unsurlardan biri din olduğu için dine ihtiyacımız ver, der. zaten almanya'da kilise nazilerle birlikte çalışmıştır. costa gravas'ın amen filminde de bu güzelce işlenir. bu symbiotik bir ilişki. anlamlıdır da. zira faşizmin ortaya çıktığı yıllar iki savaş arası, hobsbawm'ın katastrof çağı olarak tabir ettiği dönem. bu devir toplumsal bunalımın tam manasıyla zirvede olduğu bir dönem. türkiye'de de böyledir. mesela benim de hocam olan zafer toprak hoca türkiye'de yeni hayat isimli kitabında bunu ortaya koydu. ortalama yaş beklentisi 30'un altkına düşmüş, fuhuş almış başını gitmiş, manevi anlamda çöküş var. ekonomi ve sosyal yapılar zaten paramparça. hatırlayın hüseyin rahmi'nin romanında dürriye hanım bulgurcuya metres oluyordu. böylesi bunalım devirlerinde sol hareketler de güç kazanıyor. buna karyı toplumsal yapıyı muhafaza etmek için faşizm dine dayanma formülünü keşfetti. bunun için dine inanmasına gerek yoktu.