halk her zaman doğru kararı veremez.
seçimleri kazanan parti ya da parti liderinin kayıtsız şartsız desteklenmesi diye bir şey söz konusu olamaz.
tarih sayfaları; demokrasiyi kullanarak, demokrasiyi yıkmaya çalışanların acı yazgılarıyla doludur.
halklar; yarın pişman olmamak için bugün uyanık olmak zorundadır.
hitler'in ikna kabiliyetini kullanarak kitleleri peşinden sürüklediği, milyonlarca insanı yokettiği, gaz odalarına gönderdiği günler çok uzakta değil.
çok unutkan bir toplum olmamız, en büyük dezavantajımız.
hitler daha düşük oranda ancak alman halkının yine önemli bir çoğunluğunun oyunu alarak önceden de iktidarı zorlamıştır. ayrıca mesele insanları gaz odalarına gönderme meselesi değil, insanların öldürülmesi, ya da öteki ilan edilerek ayrımcılığa maruz bırakılmasıdır. bu ülkede insanlar gaz odalarına gönderilmemiştir ama cumhuriyet tarihi içinde kafası testereyle kesilen insanlar* olmuştur.
kitleler yanılmaz değillerdir. ama bu onların kendi kendilerini yönetme haklarını ellerinden almaz. birisi sizin hata yapma ihtimalinizin olduğunu ve bu yüzden bütün seçimlerinize müdahale edeceğini ve kendisine itaat etmeniz gerektiğini söylese ne derdiniz? "al özgür iradem senin olsun, yeter ki hata yapmıyayım" mı derdiniz? hem bu kişi kim ki sizin için en doğru şeyi seçtiğini iddia edebilir? bu yüzden toplumların da yalnış da olsa seçim yapmaya hakkı vardır.
toplumların özgürlüğü de sınırsız değildir. toplumu oluşturan en küçük birim "birey" dir ve birey özgürlükleri esastır. çoğunluğun iradesinin, birey hak ve özgürlüğünü ihlal etmemesi, devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. seçimlerin amacı, daha çok bireyin iradesinin yönetime katılmasını sağlamaya çalışmaktan ibarettir.
insanların yanılabileceğini , kandırılabileceğini gösteren tespittir. gerçi bunu anlayabilmek için alim olmaya gerek yoktur. kendi yaşantısında bireysel hatalar yapabilen insan ; elbette ülke yönetimiyle ilgi verdiği kararlarda da yanılanilir.
bu seçme ve seçilme hakkının elinden alınmasını gerektirmez. zaten kimsenin de böyle bir savunusu olabileceğini sanmıyorum, en azından olmamalıdır.
bunlar gözönünde bulundurularak ; mutlaka bir kontrol mekanizması olmalı , insanlar geçmişten ders alıp kendisini sorgulamalıdır. aksi takdirde son çok acı olacaktır.
türkiye cumhuriyetinin ve bu ülkede yaşayan insanların en büyük sorunu sorgudan uzak olup , demagoji peşinde savrulmalarıdır.
demokrasi denen şey iyi uygulandığında bir zümrenin güçlenmesini engelleyen en doğru sistemdir. gerekliliktir,fakat..
fakatı şu;türkiye gibi demokrasi geleneğini oturtamamış, insanların belli bilinç düzeyini aşamadığı ülkelerde halk, saçma sapan nedenlerle ülkeye en çok zararı verecek siyasi partiyi başa getirebiliyor.bu durumda ortaya çıkıyor aptalın dahiyi alt etmesi olayı.
almanya'da da 1930'larda içselleştirilememiş demokrasi gölgesinde yapılan seçimler ve birinci dünya savaşı yenilgisinin yarattığı öfke tepki olarak hitler'e gitti. hitler de aklını kullanıp bu tepki oylarını yandaş oyuna dönüştürmeyi başardı ve istediğini yapmaya muktedir hale geldi..
bize dönecek olursak.. türkiye'de de benzer durum söz konusu. eski hükümetlere, koalisyonlara tepki akp gibi radikal sayılabilecek bir partiye gitti ve onları tek başına iktidar koltuğuna oturttu.ve erdoğan aynen hitler gibi aklını kullanıp tepki oylarını destek oyuna dönüştürdü.
iki seçenek de diktatörlüğe gidiyor.cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin azaltılıp başbakan'a devredilmesi söz konusu. karşısına çıkabilecek tüm isimleri de bir bir uzaklaştırdı, etkisizleştirdi.
üstelik bu iki diktadör baskıcı,radikal akımlardan geldi ve onları destekledi,besledi..
erdoğan dikdatörlüğü seçerse hitler gibi ülkeyle zirveyi bulup dibi mi görecek, yoksa putin gibi anti-demokratik olsa da ülkesini tekrar dünyada söz sahibi yapacak konuma mı getirecek?ya da olması gerektiği gibi demokratik şekilde yoluna devam mı edecek?
sanırım bunun cevabı yeni anayasada ve önümüzdeki genel seçim oylarıyla şekillenecek..
fakat gerçek şu ki son asırda tarih sahnesine çıkan dikdatörlerin çoğu seçimle başa geldi..
yanlış bir bok atma çabası. o zamanın almanya'sıyla bu zamanın türkiye'sini karşılaştıramazsın. ayrıca aynı demokrasi kültürleri, birikimleri farklı iki ülkenin.
