istanbul üniversitesi biyoloji bölümünde gösterilen 4 kredilik zor bir ders.Histoloji eski yunancadan kökenlenir.histos ve logos kelimelerinin birleşmesi ile oluşan bir sözcüktür.histos doku anlamına gelir.logos ise bilim,inceleme demektir.histoloji sözcüğünün tanımı doku bilimi olarak yapılır.
diş hekimliği ve tıp öğrencilerinin anasını ağlatan bir ders.* pratikleri ayrı zor, teorikleri ayrı. sanki çok da işimize yarıyacak ilerde.*ama hocasına bakarsan sanki dünyanın en mühim dersi. kasıla kasıla bilmem kaç tane asistanla birlikte gelir, ne dediği anlaşıl(a)madan 2-3 saat boyunca zırvalar, sonra vize-final ayağına bunları bilmeye mecbursunuz muhabbeti yapar ve defolup gider.bize de arkasından hayır dua! etmek düşer. (bkz: vize haftasi)
boşaltım , sindirim , dolaşım , üreme o bu derken bütün sistemleri ezberlemek zorunda kalınan ders. ayrıca her kelimesini ezberledikten sonra temalar hariç birşeyin akılda kalmaması da bir yerde sorun olduğunu göstermekte.
bir de hocası lanet mi lanet psikopat mı psikopatsa insanın anasını ağlatan derslerden biri haline gelen bilim şeysidir. bunlar o kadar manyaktır ki bir preparat koyarlar bunu tanı derler. bakarsın mikroskopta hep yuvarlakımsı, pembeli morlu yapılar vardır. sözlü yaparlar deli deli. zaten konular abuk ya, hocalar olabildiğine saçmalar. sonra emriyolojiye başlarlar. yok intrauterin hayatta kaçıncı günde fetüsün göz refleksi başlar, yok ağız yüz bilmem nesi kaçıncı günde birleşir. . ben nerden bileyim ulan deme isteği meydana gelir. kesin olan hocalarının kafadan yarık olduğudur. rezalet bi derstir, geçeni tebrik etmek gerek. (bkz: ben)*
Tıptan soğuma konusunda birinci risk faktörüdür. Preperat çizimleri ve pratik sınavları ömür törpüsüdür. Genelde hocaları da kıldır. Histolojiye başladıktan sonra mı böyle gıcıklaşmışlardır yoksa gitmeden önce de kılmıdırlar araştırma konusu olabilir.
Dokuların yapısını inceleyen bilim, dokubilim. Ayrı bir bilim dalı olmakla beraber, organlarla doku ve hücrelerin oluşumunu inceleyen embriyoloji ile bir bütün meydana getirir. Histoloji bilimi, dokuların, gözle görülmesi imkânsız olan yapısını incelediğinden, ancak mikroskobun bulunmasından sonra gelişmiş bir bilimdir.
temel tıp bilimleri içinde zevkli sayılabilecek bir derstir. Pratik sınavları da fakülteden fakülteye değişen zorluktadır. Hacettepe üniversitesi tıp fakültesinde pratik sınavlarına 1 saat baksanız yetecek kadar kolaydır aynı zamanda.
dünyanın en sıkıcı ve çalışması en zor dersi hocanın notları siyah beyaz döküldüğü için illa bilgisayardan bakmak zorundasınızdır ve bilgisayar açıkken elbette gelir sözlüğe takılırsınız.
(bkz: mikroskopsuz histoloji pseudopodsuz amip gibidir)
zevk alamadığım derstir. pratik sınavına çalışıp girmeme rağmen, slaytlara boş boş baktığım bilim dalıdır. hoca hücreyi sorup, zaten dokudan tanıdınız direk derken, kendi kendimesaf saf gülüp, yok artık lan dediğim tıp fakültesi dersidir, zannımca o da beni sevmiyor, ne demiş üstad, beni sevmeyen dersi ben hiç sevemeeeem.
zamanında anatominin içindeymiş zaten eski kitaplarda mikroanatomi olarak da anılmaktadır. ancak aşırı uzmanlaşmanın tipik bir örneği olarak zamanla anatomiden ayrılıp bağımsız bir anabilim dalı daha doğrusu üretim bandının ayrı bir parçası olmuştur.
bu ders değeri sonradan anlanan anne ya da aşık olunduğu geç farkedilen en iyi arkadaş gibidir.. ilk aldığım zaman sikerim böyle dersi ezber ezber demiştim..allah da biliyo ya , o karaciğer prepatında misal adam aziniydi , periportal bölgeydi , safra akışıydı bişiler anlattıydı ben de oh lan karaciğer kolaymış altıgen altıgen ne güzel ehueeheh diyip kestirip atmıştım.. hocalar o zaman derdi patonun temeli budur yapmayın etmeyin diye..
neyse gün oldu devran döndü , patoyu da gördük.. o zaman da çok mühim gibi gelmedi.. yani konular belliydi neticede bugün karaciğer yapıyoruz bugün pankreas yapıyoruz. biliyosun önündeki şeyin nolduğunu..
sonra hastanede bi lab. da otururken gayet önlüklü ve gayet karizmatik bi biçimde yanında staj yapılan tonton abi , gel bakalım hefe bi bak ne görüyosun diyince , anladım bu dersin önemini..
önümdeki dokunun bırak patolojik olup olmadığını söylemeyi , boyasını , hangi organa ait olduğnu bile cevaplayamadım.. bütün diferansiyal diyagnoz notlarını ezberleyip sonra beynimin geri dönüşüm kutusuna atmıştım çünkü.. pankreasa gl. parotidea demek 4. , 5. sınıf öğrencisi için olmayacak şey değil mi? işte eğer bu ders sikerim ezber sadece ben bakar resmi ezberler geçerim diyen adamlar için gayet de olur bişi ..
21 yaşındaki bir insanın çantasında resim defteri ve boya kalemleriyle "okul yolu düz gider çocuklar bayram eder" modunda fakültenin yolunu tutmasının yegane sebebi.
20 güne kadar gireceğim doktora yeterlilik sınavı için kitabını bitirmem gereken ders. yine bitirmem gereken toksikoloji kitabıyla kıyasladığımda sevimli geliyor.**