önce şiddetli bir reddediş, sonra ılıman yaklaşım ve en nihayetinde kabullenmekle sonuçlanan süreçle vücuda yerleşen duygudur. (ya da duygusuzluk mu desek)
olay genelde kişinin kendini ve hislerini sorgulamasıyla, bazen en mahrem anlarda bazen de en yalnız zamanlarda vuku bulur. sevdiğinle sevişirken, tek başına müzik dinlerken veya alelade bir şey okurken bir anda aydınlanırsın.
ya, 'o'nu eskisi kadar sevmediğini düşünerek vücuduna yerleşir bu "virüs", ya aileni bir anda kaybetsen ne hissedeceğini sorgulatarak, ya da kendine verdiğin değeri tarttırarak...
sonra kanıksama evresine girersin.
biraz daha zorlarsın kendini. daha fazla sevmeye, daha istekli sevişmeye, daha fazla ailenle zaman geçirmeye, daha az yalnız kalmaya, daha çok sosyalleşmeye... ne yaparsan yap olmaz ve kabulleniverirsin.
bir sabah kalkıp müziklerin, eskiden çok güldüğün şeylerin ve insanların ne kadar değersiz geldiğini görürsün gözüne. *
etrafta sevdiğin kişilerin olmaması, kimseyi sevmeye değer bulmamak. buna ek olarak çevredekilerin iki yüzlü olup insanların kuyusunu kazması, bir de bu insanların utanmadan "biz seni çok seviyoruz sen bizi yanlış anlıyorsun." demeleridir.
nasıl bedene fazla acı verirseniz ölürse, hislerde böyledir. fazla acıdan hissizlesirsiniz.
bu hem iyidir hem kötü. Kötü olan kısım tahmin edileceği üzre kalpten mutlu olamamaktir. Iyi yanı ise, hissiz olacağınız için hayatta bi çok şeyi yapabilirsiniz ve kaybedecek biseyiniz olmaz..
kalbinin sesini artık duyamamaktır. hatta bir kalbin olduğunu unutmak, kendini boşlukta hissetmektir. kafanın içinde beynini kemiren düşüncelerle baş başa kalmak, bu düşüncelerin seni yiyip bitirmesine göz yummaktır. elinden artık bir şey gelmemesidir. pişmanlıklar denizinde boğulmak fakat artık umursamamaktır.
asosyallik ve uyumakla desteklediğim, etrafındaki olaylara -ne kadar süper hiper sevindirici/üzücü olsa bile- tepkisiz kalma, sürekli olarak boşlukta hissetme ve yine sürekli olarak o anki hislerini bilmeme durumu.
her şeyin normalleşmesi hastalığı. şaşırmamak, üzülmemek, kızmamak, sevmemek, özlememek, gülüşlerin veya gözyaşının yüze çizim olması tipik belirtileridir. ha bir de vazgeçmek, kaybettiğini dahi fark edememek.