.... bundan sonra belki her gece aklımdan şunları tekrar edip öyle uyuyacağım
"karşındaki insanın düzeltilemez, iyileştirilemez derecede geçmişi tarafından parçalanmış olduğunu, bu parçalanmanın onun insanlığında doldurulamaz uçurumlar yarattığını, bu uçurumların doldurulamaz ve çok büyük boşluklar olması sebebiyle düşmeye halen devam ettiğini farkettiğinde, çok yüksek bir uçurumdan düşen insanın aşağı ve yukarı kavramlarını içindeki düşme ürpertisiyle beraber yitirebileceğini ve uçurumdan düşen senmişsin sanıp sana öyle davranabileceğini, bu davranışının seni üzmemesi gerektiğini ve o insanın ölmekte olduğunu unutma. ölmek üzere olan bir insanı kurtarmaya çalıştığın ve kurtaramadığın için kendini suçlu hissetme. tüm sorumluluk o uçurumları yakın geçmişinde bir başkısının oluşturduğunu bildiği halde seni sorumlu tutan ve tüm öfkesini sana kusan, o uçuruma ben ölümsüzüm deyip firavun edasıyla atlayan fakat yere ve ölüme yaklaştıkça aklı başına gelen şahsa aittir.
o insan için artık yapabileceğin tek şey hissiz bir vedadır."