kayıtsız insan. boşlukta dolaşan insan. ölsem de kurtulsam insan...
ne gariptir artık hissetmiyorum.
ya da ne hissedeceğimi bilmiyorum...
ne hissetsem?
kayıtsız kalamam, ama sanki ruhsuz kalmışım.
dün ruhumu söküp almışlar sanki.
umursamıyorum,
umursamam gerektiğini biliyorum
ama ne hissetsem?
ne hissetsem bilemedim.
kaç duygu var ki? bir tane bulup seçsem de gülsem, ağlasam yahut uçsam. neden hissetmiyorum? bu boşluk neden? inanırmısın bilmiyorum ama dünden beri kahve bile midemi bulandırır oldu. mutlu olmak bir yana zevk bile alamıyorum, hüzünlenmek hikaye, keyif yalnız bir kelime. dünden beri ruhsuz yaşıyorum... ne yapsam bilemedim. yine dua mı etsem? bir ümit var mı sence?
her neyse işte... bunları da böyle paylaşayım dedim. belki bir işe yarar diye. ama yazdıkça anlıyorum ki, değişen bir şey yok. yazsam da, yazmasam da ağlayamıyorum bile... dün ruhumu çaldı o! istesem de getirmez artık.
ne yapmalı? ne hissetmeliyim sence?
gerçi acı yok. ama acı bazen güzeldi, o da yok. bir şeyler hissetmem gerek biliyorum ama ne hissetsem gerçekten bilemedim...
bu sabah evimin önünde bir kedi ezildi. üzülsem mi ki? "yazıktır öldü" dedi annem çünkü. meursault olmak istemiyorum. hayat "cycle de l'absurde" değil biliyorum. hayat roman değil, şiir değil, resim değil. hayat sadece... hayat işte.
geçer değil mi? geçer elbet.