özellikle üniversite yıllarında ergenlik fırtınaları dinmeye başladıktan sonra kabaran damardır. bu damarı kabaran şahsiyet, okuduktan sonra atılacağı iş hayatının ne kadar boktan olduğu öngörüsüyle fütursuzca hareket eder, bu yıllarımı kendi iç dünyama ayırmalıyım der. kendini düşünmeye ve içkiye verir. içmeden düşünemez fakat düşüncesizce içer. dersleri sikine takmaz, notları götüne kaçana kadar farkına varmaz, ama güzel bir dönemdir.
öğrencilik bitip de iş hayatına atılınca kapitalizm tarafından tıkanan damardır. ne müzik yapabilirsin, ne otostopla maceralara atılabilirsin, ne arkadaş ortamlarına girebilirsin. çünkü bunları yapmaya vaktin kalmaz.
direkt mallaşır, o eski günlerini de hasretle anarsın.