bir hipotez, bir fenomen için öne sürülen bir açıklamadır ya da bir fenomen seti arasındaki muhtemel ilişkiyi destekleyen mantıklı bir önermedir. normalde hipotezler, matematiksel bir model yapısına sahiptirler. Ancak bazen 'existential statements' olarak da formüle edilebilirler. böyle bir durumda, çalışılan fenomenin özel bazı yönleri bir takım karakteristiklere ve nedensel açıklamalara sahiptir. bilim adamları, çalışılan fenomenin olası açıklamalarını hayal edebilmek için kullanacakları kaynaklarda özgürdürler (kendi yaratıcılıkları, diğer alanlardan alınan fikirler, indüksiyon, bayesian çıkarım, vb).
karl popper ve ondan sonra gelenler (özellikle charles peirce), bir hipotezin yalanlanabilir olması gerektiğini öne sürmüşlerdir. bu görüşe göre bir hipotez ya da teori, yanlışlığı gösterilemediği sürece bilimsel değildir. prensipte, bir hipotezin bilimsel olabilmesi için her ne kadar o hipotezi çürütecek gözlem o ana kadar hiç yapılmamış olsa da, en azından böyle bir gözlemin yapılabilme ihtimali olmalıdır. william glen'in deyimiyle:
'the success of a hypotesis, or its service to science, lies not simply in its perceived 'truth', or power to displace, subsume or reduce a predecessor idea, but perhaps more in its ability to stimulate the research that will illuminate...'
bilim adamları genellikle 'zarif' ya da 'güzel' teoriler ile ilgilenme eğilimindedirler. bu terimlerin günlük kullanımlarının aksine burada kastedilen anlam, bilinen gerçeklere dayanması, göreli olarak basit ve çalışmak için kolay olmasıdır. eğer bir model matematiksel olarak çok komplike ise, önermeden tümevarıma gitmek çok zor olacaktır. buradaki 'basitlik', farklı bireyler ve farklı kültürler tarafından farklı algılanabilir.
iyi bir hipotez, tümevarımsal sorgulamayı da içeren bir sorgulama biçimi ile önermeler çıkarılmasına izin verecektir. laboratuvardaki bir deneyin sonucu ya da doğadaki bir fenomenin gözlemiyle ilgili önermelerde bulunulabilir. önermeler istatistiksel olabilir ve sadece olasılıklardan da bahsedebilir. burada sonucun halihazırda bilinmiyor olması esastır. eğer önermeler deney ve gözlemle ulaşılabilir değilse, hipotez yararlı değildir ya da yeni bir teknolojinin geliştirilmesine muhtaçtır. einstein'ın genel görelilik teorisi, uzay-zamanın gözlenebilir yapısı hakkında bazı spesifik önermeler sunmuştur (örneğin, gravitasyonel bir alanda ışığın kütleçekim alanının büyüklüğüyle orantılı olarak eğileceği). arthur eddington'ın 1919'daki güneş tutulması sırasında yaptığı gözlemler, newtonien bir kütleçekiminin değil, genel görelilik teorisinin doğruluğunu kanıtlamıştır.
iki veya daha fazla değişkenin birbiriyle olan ilişkisini belirleyen bir yargıdır. Hipotezler belirli bir problem için doğruluğu henüz kanıtlanmamış öneri sunarlar. Bu bağlamda, altında temel bir ilişki barındıran her önerme bir hipotezdir.
ampirik bilimlerde, halk tarafından ve bilim felsefesi görmeyen bazı bilim insanları tarafından, sıklıkla teori ile karıştırılır. her teori, içeriği defalarca doğrulanmış (dikkat edin kanıtlanmış / ispatlanmış demiyorum) (bkz: endüksiyon problemi) hipotezdir. birmilyaraltıyüzellbeşkatrilyon kere de söylediğim gibi, bir teorinin kanun diye anılmaması o teoriyi yanlış yapmaz o teoriyi, hipotez yapmaz. bu doğrulanamamıştır dolayısıyla teoridir demek kendi içinde çelişen bir cümledir (bkz: kütle çekim kanunu) (bkz: izafiyet teorisi), her teori doğrulandığı için teori sıfatını almıştır, o dediğiniz teoride değil, hipotezde olur. doğrulanamadığı yahut yanlışlanamadığı için hipotez olarak kalmıştır denir...
Bir problemin çözümüne yönelik ortaya konulmuş,doğruluğu yada yanlışlığı henüz kanıtlanmamış,geçici çözüm yoludur.Ayrıca eğer lisedeyseniz ve biyoloji öğretmeninizin sizden gıcık kapmasını istemiyorsanız,ezbere bilmenizin zorunlu olduğu kelimedir de diyebiliriz...