o kuramları türkler bulsaydı büyük ihtimal avruplılar, amerikalılar "ayşe ismi bu kadar güzel yakışır geometriye" diyecekti. orada biri çıkıp da "hipotenüs daha güzel duruyor sanki" dediğinde de "olur mu öyle şey, o ne öyle" gibi cevaplar verilirdi.
Pisagor, o kadar çok matematiksel terim ile uğraştı ki en çok bilinen teoremi ise kendi adını verdiği Pisagor teoremi oldu. Kenar uzunlukları a,b ve c olan üç adet kareyi birleştiren Pisagor buradan çıkardığı teorem ile dik açının karşısındaki kenarın uzunluğunu bulmak için diğer dik kenarların karelerinin toplamını almamız gerektiğini buldu. Fakat bu en uzun kenara bir isim bulmak gerekiyordu ve bu kenara en büyük aşkı olan karısının ismini verdi ve Hipotenüs dedi. O günden sonra en çok bilinen Pisagor teoreminde Pisagor ve karası sonsuza kadar birleştiler ve böyle anılmaya başladılar. Bundan büyük aşk var mı? (bkz: matematik aşkı)
her başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir kadın vardır. Lakin enstein, tesla ve adını yazmadığım birçok dehaya "duygusuz, romantik olmayan, odun, öküz" diyoruz yani düşünmeden, biraz düşünmek gerek öveceksek birini bile. başkasını kırmamak gerek.
ve Pisagorun dik üçgen teoremini bulduktan, kesfettikten..* sonra dik ücgenin en uzun kenarına hipotenüs adını vermesi..
bunu ilk duyduğumuzda bi arkadasın hocam pisagor burda ne demek istemis ehuehüehi diye gülmesi her pisagoru ve düsündügümde * aklıma gelen bi anıdır hafif bi gülümsetir. *