Yunan Uyku Tanrısı’nın adı olan “hipnos” ve Yunancada öğrenme anlamına gelen “pedya” kelimelerinin birleşiminden türeyen “hipnopedya” kavramı; uykuda öğrenme anlamına geliyor. 1932 yılında ilk kez ingiliz yazar Aldous Huxley tarafından yayımlanmış olan Cesur Yeni Dünya adlı eser sayesinde ünlendi.
Eserde hipnopedya, insanları şartlandırma yöntemi olarak kullanılmaktadır. Özellikle küçük çocuklar uyku halindeyken, sınıflarına uygun ses kayıtları tekrar tekrar dinletilir. Böylece çocukların yetişkin olduklarında kendi sınıflarına ve topluma uygun bir birey olarak yaşamaları sağlanmaktadır.
Bu örnekten yola çıkarak hipnopedya; insanların uykudayken fonetik araçlar sayesinde eğitilmeleri olarak tanımlanabilir.
insan beyni uykunun farklı safhalarında farklı verimlilikte öğrenmektedir. insanlar uyku halindeyken etraflarındaki seslere karşı duyarsız değillerdir. Aksine insanlar uykunun bazı safhalarında dinletilen sesleri, uyandıktan sonra hatırlayabildiklerini söylemektedir.
Fransa’da PSL Research Üniversitesi’nde çalışan bilim insanları uyuyan bir beynin yeni anılar oluşturabileceğini keşfetti. Araştırmacılar, uyuyan insanlara karmaşık sesler dinlettiler ve uyandıktan sonra bunları anlatmalarını istediler. Uykudan uyanan katılımcılar çalınan sesleri tanımayı başardılar.