oksijen odasi denilen yerlerde uygulanan bir tedavi yontemidir. hasar goren ve tedavisi zor rahatsizliklarda tedavi amacli olarak kullanilir.
radyasyon kazalarinin sebep olabilecegi doku hasar ve olumlerinde hasar goren dokuyu tedavi etmek mumkundur.
rahatsizligin durumuna gore tedavi suresi uzar ki zaten uzun sureli bir tedavidir. genel olarak her gun 1-2 saatlik seanslar $eklinde devam eder.
ulkemizde sadece bursa, istanbul, izmir gibi 3-4 notkada uygulanir.
"HBO tedavisi kapalı basınç odasında, 1 atmosferden daha yüksek basınç altında maske, başlık veya endotrakeal tüple oksijen solutulması suretiyle uygulanan bir tedavi yöntemidir. 1 atmosfer basınçta % 100 oksijen solunumu veya topikal uygulanımı HBO olarak kabul edilmez.Hastanın basınç altında inhalasyonla 1 Atm.den daha yüksek basınçla oksijen soluması gerekmektedir. Ortalama 2-3 Atm basınç uygulanır. Hiberbarik oksijinasyon ile insan vücudu üzerinde iki etki elde edilir.
1-) Mekanik etki veya basıncın direkt etkisi
2-) Vücuttaki tüm dokularda, kanda ve hücrelerde oksijen parsiyel basıncının artışı
BU ETKiLER SONUCU
HBO tedavisi eritrosit elastisitesini düzeltir ve trombosit agregasyonunu azaltır. Bir çok dolaşım bozukluğuna bağlı durumlarda plazmada erimiş oksijen taşınarak hipoksik dokularda oksijenlenmeyi sağlar. Böylece mikrosirkülasyonu düzeltir.
HBO tedavisi özellikle beynin hipoksik/iskemik bölgelerinde etkin ve belirgindir.
HBO tedavisi serebral ödemi azaltır.Hipoksik iskemi etkisi ile inaktive olmuş nöronların düzelmesine yardımcı olur.
HBO tedavisi kan beyin bariyerinin geçirgenliğini tedavi sürecinde arttırır ve EEG de alfa ritminde artış meydana gelir.
HBO tedavisi Karbon dioksitin solunum üzerine olan etkisini baskılar.
Hiperbarik koşullarda solunan oksijen parsiyel basıncındaki artıştan ötürü, plazmada çözünen oksijen miktarıda artar.( 1 Atm de hava solunduğunda kanın 100 ml.sinde 0.3 ml olan çözünmüş oksijen miktarı, 3 Atm. de % 100 oksijen solunduğunda 100.ml.kanda 6.8 ml.ye yükselir.
HBO kemik dokuda hipoksiyi ortadan kaldırıp osteogenezisi uyararak iyileşmeyi sağlar ve hızlandırır. Böylece osteoklastik ve osteoblastik aktivite artar
Hiperbarik oksijen matrix birikimini sağlarken hipoksinin angiogenezisi uyarıcı etkisi ile vasküler poliferasyonun gelişimi başlar.
Bu etkileri ile HBO dan diabet ve varis ülserlerinde termal yanıklarda deri greft ve fleplerinde osteoradyo nekrozda,ve mikro cerrahiden sonra yara iyileşiminin hızlandırılmasında HBO gerekli ve hızlandırıcıdır."
Kimi uzmanlar, otistiklerin tedavisinde de kullanılabileceğini iddia eder.
ülkemizde genelde şeker hastalarının kapanmayan yaralarında kulanılmaktadır... ortaya çıkışı ingilizlerin vurgun yiyen dalgıçlarını tedavi etmek için kullandmasıyla çıkar... hiperbarik oksijen tedavisi ayrıca duman zehirlenmelerinde, çeşitli hastalıklar sonucu oluşan kapanmayan yaralarda, cilt rahatsızlıklarında, şeker hastalığında, karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarında, kemik iltahaplarında, beyin ödeminde, crush tarzı yaralanmalarda, termal yanıklarda, gazlı gangren vb. birçok hastalığın tedavisinde kullanılır... Ülkemizde bilimdalı olarak sadece istanbul Çapa Tıp Fakültesinde ve Gülhane Askeri Tıp Akedemisinde klinikleri vardır... Tedavi şekli en az 10 seans olmak üzere doktor görüşü doğrultusunda dahada uzatılabilir... Ülkemizdeki devlete bağlı hastanelerde ve tıp merkezlerinde yeterli imkan olmadığı için hastalar sevkle özel hiperbarik tedavi merkezlerinde tedavi olabilmektedirler... (unutmamamız gereken bir konu ise bu tedavi şeklinin çoğu hastalıkta tek başına değil tamamlayıcı bir tedavi yönteminin olmasıdır)
Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBO) tamamen kapalı bir basınç odasına alınan hastaya, 1 atmosferden daha yüksek basınçta, aralıklı olarak %100 oksijen solutulması şeklinde uygulanan tıbbi bir tedavi şeklidir. Hasta oksijeni basınç odasının türüne ve hastalığın durumuna göre, maskeden, başlıktan, ortamdan ya da endotrakeal tüpten alabilir. Deniz seviyesinde (bulunduğumuz ortam basıncı) Atmosfer'de %100 oksijen solumak veya oksijenin basınç odası dışında topikal uygulanması Hiperbarik Oksijen Tedavisi değildir.
basınç altında çözünürlük artar, artan çözünürlük sonucu kan daha fazla oksijen taşır ve oksijen yaraların iyileşmesi için gereken materyallerden biridir. mantığı budur ve kandaki oksijen miktarını artırır. bir kaç seans tedaviye girmek işe yaramaz, en az 10 gün on seans girilmelidir. on seans sonrasında kandaki oksijen oranı yükselmeye başlar ve etkisini görürsünüz.
vurgun diye tabir edilen Dekompresyon hastalığının tek tedavisidir. açık yaralar, radyasyon yanıkları, kemik nekrozları gibi rahatsızlıkların tedavisinde hızlandırıcı etki yaratır.
O kadar geniş bir yelpazede kullanılıyor ki, baş ağrısından migrene, spastisiteye, ülsere, serebral palsili çocuklara kadar etkili... hay maşallah ne kadar işlevsel bi tedavi sekliymis dediğim an... Ülkemizde kullanımı ise yukarıda verilen tam endikasyonları dışında pek rastlanilmasa da yardimci bir tedavi yöntemi oluşu da unutulmamalı...
Kısaca "yara tedavi merkezi" diyebileceğimiz bir oda da gerçekleşen yüksek basınçlı oksijene maruz kaldığınız tedavi işlemi. Üç gün sonunda babamın burnundan ve kulağından kan gelip, dış kulakta ödem oluşup ameliyatla tüp takılmasına neden oldu. yalnız üç günde bile olsa yara iyileşme hızının arttığını gözlemledim, demek ki söylenenler de yapılırsa oldukça fayda görülecek. Buna rağmen 48 gündür gelen, ayağı yara diyabet hastaları da vardı.
