9 ocak 2003 tarihli bir resepsiyonda yaptığı röportajdaki satır başları şöyle:
--spoiler--
- başbakan abdullah gülün yüksek askeri şûra kararına şerh koyması irticaya cesaret verdi.
- yüksek askeri şûra müstesna bir olaydır. anayasa maddesinin uygulanma istemine muhalefet şerhi koymak, idarenin kanunların uygulanmasını sağlama sorumluluğu ile çelişmiştir.
- cumhuriyetin laik yapısından asla taviz vermeyiz. türbanın siyasi bir dayatma, cumhuriyet geleneklerini aşındıran bir sembol ve eylemi olarak kullanılmasını hoş görmemiz beklenemez.
gazeteciler, orgeneral özköke 28 şubat devam ediyor mu diye de sormuşlar. yanıtı şöyle:
28 şubat irticaya karşı o dönem alınan önlemlerdir. tehdit devam ettiğine göre sorunuz cevaplanıyor.
--spoiler--
peki acaba ne oldu da bu adam bu düşüncelerinden bu kadar çark etti. acaba bazılarının söylediği gibi darbe karşıtlığından ve vatan - demokrasi aşkından mı? yoksa birileri bu adamı kullanıyor mu ki bu adam o sözlerinden "başbakanın emrindeyim" tarzı mesajlar verecek ve silah arkadaşlarını resmen satacak düzeye gelmiştir.
vatana en büyük kazığı atmış adamdır. memleket bugün bu hale geldiyse bu adamın suçudur. askerin tepki gücünü kısıtlamış ve akp hükümetinin yükseliş yolunu açmıştır.
darbe karşıtı sevgili arkadaşlar. darbe karşıtı olmak demek vatanın bölünmezliğinin bozulmasına göz yummak değildir. darbe olmasın ne olursa olsun şeklinde çıktığınız yolda islamcı bir darbe ile karşılaşırsanız busefer darbe karşıtlığınızı içinizde bile yaşayamazsınız.
eğer refah partisi kapatıldıysa, akp neden var? refah en azından milliyetçiydi. şuanda memleket elden gidiyor ve siz oturmuş bu günleri getiren adamı övüyorsunuz.
--spoiler--
-"darbeci" değil ya önemli olan o. Yemişim abd'yi, çuvalı.
-Ülkemi kaos ortamına sürükleyebilecek cuntacı zihniyetleri engellemeyi başarmış büyük insan.
--spoiler--
bunuda gördükten sonra hakikaten herşeyi hakediyor bu millet. olacak şey değil. gerçek tehlike yobazlar, dış güçler falan değil, aramızda ki çürükler.
bahçesinde torunlarını rahat rahat okşar, severken, silah arkadaşlarının bir hiç uğruna, ağzından çıkacak iki cümleyle serbest kalabilecek olmalarına rağmen hapislerde çürümesine izin veren gelmiş geçmiş en kofti ** eski generkurmay başkanıdır.
bu ülkenin ne kadar vatandaşı varsa hepsinin sonuna kadar kendisine minnettar olması gereken, bizlere sonunda tsk bünyesinden demokrasiye, sivil iradeye ve halkın inançlarına, geleneklerine saygı duyan birinin çıkabileceğini göstermiş saygın bir türk büyüğüdür. dert görmeyiniz paşam, bu millet sizi her daim saygıyla anacaktır.
Memleketin bu halinde yaşananları, gerginlikleri gördükçe çok üzülüyorum, uykularım kaçıyor diyen eski genel kurmay başkanıdır. ya biz ne yapalım paşam? biz nasıl uyuyalım?
Orgeneral Hilmi Özkök, 30 Ağustos 2002'de göreve başlamış, 3 ay sonra yapılan seçimde, AKP % 34 oyla tek başına iktidar olmuştu. Özkök'ün dört yıllık görev süresi boyunca çok kritik olaylar gerçekleşti.
1 Mart 2003 günü, TBMM, ABD Ordusunun Irak'a kuzeyden saldırmasına vize veren hükümet tezkeresini reddetti. Tezkerenin reddinde, bazı komutanların Özkök'e rağmen gazetelere "Asker rahatsız" açıklamaları yapmasının da etkisi olmuştu. iskenderun'a kadar birliklerini getiren ABD, büyük hayal kırıklığı yaşamış, yine de güneyden Irak'a girip ülkeyi kısa sürede işgal etmişti. Hal böyle olunca Kuzey Irak'taki Türk askerinin varlığı kriz nedeni oldu. Özkök'ün ilk önemli açıklamalarından biri Kuzey Irak ile ilgiliydi. 26 Mart 2003'te komutanları ile Diyarbakır'da basının önüne çıkan Özkök, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta oluşabilecek istikrarsızlıklara göz yummayacağını ve bölgeye güç gönderebileceğini duyurdu. Bu meydan okuma sert karşılık buldu ve 4 Temmuz 2003 günü, ABD askerleri Kuzey Irak'ta Türk askerleri başlarına çuval geçirip gözaltına aldı.
Özkök, o günlerde Cumhuriyet gazetesinin "Genç Subaylar rahatsız" başlığıyla başlayan "cunta" tartışmalarıyla da uğraşıyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hükümetten rahatsız bir kanadın olduğu yüksek sesle konuşuluyordu. Özkök'ün imzası ile 5 Mayıs 2003 günü yapılan açıklamada, TSK'nın "Türkiye Cumhuriyeti'nin korunması ve kollanması yönünde temel görevini ödünsüz yerine getirme ve Atatürk'ün maddi ve manevi mirasınının yılmaz bekçisi olma özelliğini, demokratik yollarla devam ettireceği" ifadesi yer alıyordu. "Demokratik yollar" ifadesi, farklı yollar arzulayan bazı astlarına yanıt sayıldı. Yıllar sonra Özden Örnek'in günlükleri ve TSK'daki darbe hazırlıkları ortaya çıktığında, Özkök'ün ciddi girişimleri engellediği anlaşıldı. Özkök, bu konuda savcılara tanık olarak ifade verirken, bir taraftan da silah arkadaşlarının tutuklanması yüzünden uykularının kaçtığını söyledi. Tarihe geçen sözü ise emekliliğinde, Şubat 2011'de geldi: (Ergenekon soruşturmasını kastederek) "Kasaptaki ete soğan doğramam..."
Özkök'ün bir başka başağrısı Kıbrıs konusu oldu. Hükümetin, "ada"dan asker çekilmesini ve Rumlara toprak iadesini öngören Annan Planı'na destek vermesi karşısında sert tepki göstermesi beklenen Özkök, KKTC'de referandum yapılacağını anımsatıp "Kıbrıs Türk halkının ve TBMM'nin en doğru kararı vereceğine inancımız tamdır" dedi. Kıbrıs tartışmalarında gönülleri ile akıllarının büyük çelişkiye düştüğünü de açıklayan Özkök'ün en büyük mottosu " Son anda akla gelmiş parlak fikirlerden daima korkarım" olmuş, genellikle gönlünden geçeni değil aklından geçeni yapmıştı.
(07.08.2011, Radikal, Deniz Zeyrek)
ilker başbuğ'un "eski genelkurmay başkanları destek vermeye neden gelmiyor" sözleri için "keşke imkan olsada orada olsam.ama ne etkisi olur bilemem" demiş eski genelkurmay başkanı.ergenekon tutuklusu eski genelkurmay başkanı ilker başbuğ'un sitem ettikleri genelkurmay başkanları için.
(bkz: hüseyin kıvrıkoğlu)
(bkz: hilmi özkök)
(bkz: yaşar büyükanıt)
(bkz: ışık koşaner)
(bkz: necdet özel)
Bugün Cumhuriyet gazetesinde magazin haber konusu olan paşa.
PAŞA MAGAZiN: Muhtemelen fotoğrafı da bizzat Hikmet Çetinkaya cep telefonu ile çekmiştir...
Siyasetin BiLE magazinini YAPMAYAN Cumhuriyet, nedense Paşaları 'magazin' haber yapıyor.
Özkök ve Büyükanıt Bir izmir Akşamında: http://galeri.uludagsozlu...i-%C3%B6zk%C3%B6k-277685/
