anlatılmak istenilene değil de, anlatılırken yazılmış bir yanlış veya değil örneğe takılan, herşey aleyhinde olan zanlının müdafaa avukatı misali söylemlerle kimilerince verilmiş ayardır.
değinmeden geçemeyeceğim; sarhoş/ayyaş hoş anlamı olmayan iki kelimedir, ama sarhoş/ayyaş dediğiniz hayyam, insanoğlunun yetiştirdiği ve yararına işlerde kullanabildiği az sayıda insandan birisidir.
ömer hayyam'ın tasavvuf ehli olduğunu öğrenerek bir yaşımıza daha girmemizi sağlamış kişileri bize gösteren ayardır.
kimileri sanırım farkında değil, hilmi yavuz ilhan selçuk'un saydığı o şairler arasında ömer hayyam'ın da olduğunu belirterek yazmış, sonraki açıklamalarında ise zaten alıntılamaları hayyam'dan değil tasavvuf ehlinden yapmıştır.
üç kuruşluk edebiyat bilgileriyle hilmi yavuz'la aşık atabileceklerini de gösteren ufaklıklar olduğunu gösteren ayardır. ömer hayyam ile mevlana'yı da aynı kefeye koymuş bu ufaklıklar, mevlana'nın veli bir kul olması ile ayyaş ömer hayyam'ın şarap kelimesini aynı anlamda kullanmaları ne kadar olasıysa bu ufaklıklarda da fonksiyonel bir zeka bulunması o kadar olası.
ilahi aşk'ın insana verdiği dünyayı boşvermişliği, yani ilahi aşk sarhoşluğunu tasavvuf ehli şarap ve sarhoşluk imgeleriyle aktarmıştır. ne diyeceklerdi başka kelime kullanarak, "dizzy" mi mesela?
başka kelime kullansalarmış? oldu, sana soracaklardı allame-i kübra!
ilhan selcuk kişisinin gecenlerde yazdıgı bir yazısında türkiye deki alkol yasaklamalarının mevlana doneminde bile olmadıgınıa benzer seyler söylemesi üzerine kolları sıvayan ustad ın muthıs cevabıdır.
divan edebiyatından bu kadar uzakta cahilce yazılmıs yazıdan anlasılıyor ki sayın selcuk, sarap metaforunu alkolik bir nazarla incelemiş,ama gerceğin öyle olmadıgını ortaögretim 8.sınıfta divan siiri analiz eden bir ögrenci bile biliyor,