Football manager oyununu hile kullanarak oynamaktır.
2 takım alınır. biri çok zengin diğeri fakirdir. asıl takımınız fakir olan takımdır. misal man. city ve fenerbahçe olabilir. ardından zengin takımın kasası fakir takımın en adi oyuncusu için boşaltılır. ve transferler başlar. transferleri yapmak çok büyük zevk verir. ancak lig başladığında önünüze gelen her takımı yenmek oyunu kapatıp yeni oyun başlatmanıza sebep olur. (bkz: evde denemeyin)
zengin kulüpten fakir kulübe para akıtırsınız fakat oyuncuların haftalıklarını ödeyemezsiniz. o yüzden adam olun, efendi gibi oynayın ya da bütçe ayarınızı iyi yapın. 1 milyonluk adama 50 milyon teklif edebilirsiniz, ama kulübünde haftada 30 bin euro alırken siz ona 575 euro verirseniz, güler adam. hehe.
yarrak kafalılıktır. rpg oyunlarında ölmemek yada sonsuz can için hile bir nebzede olsa hoş karşılanabilir. ancak fm gibi oyunlarda alınan zevki yerin dibine sokan bir davranıştır. esefle kınıyorum.
senden bir çocuğum olsun fm diyerek en çok yapılan hareket ise karakter yaratılıp kendi ismimizi vermektir ki bunun gücü nasıl oluyorsa genelde en yüksek seviyededir. Ya 20'dir en fazla ya da 99dur. Ortasahadan vurur gol olur, her maç 2-3 gol atar akabinde market fiyatı 1 sezonda 3 kat artar. halbusem 2-3 sene kasıp stadı 65.000 kişilik yaptıktan sonra oluk oluk para gelir. *** hile yapmamak için yapılacak en mantıklı hareketlerden birisi 25 oyuncu seçtikten sonra kim var kim yok başka takıma sezonluk kiralamaktır.
gerçekte taraftarı olduğu takımın teknik direktörüne kızmaya hakkı olmayan kişilerin yaptığı iştir. çünkü reeldekilerin böle bir şansı yoktur. he bide oyundan alıncak zevki azaltmaz bitirir.
fifa 2000 serilerinde restart yapmaktır. bir süre sonra herhangi bir başarısızlıkta geri dönüşü olmadığını anlamamaktır , oyun deyip geçmemek lazım hayatıda etkiliyor bir taraftan.
4 sezon boyunca kasmışsın dişinden tırnağından arttırıp, gecenden gündüzünden feragat edip bir anadolu takımıyla şampiyonlar ligi finaline çıkmışsın hemde hiç hilesiz. ama gel gör ki finalde avrupanın devlerinden birine kılpayı mağlup oluyorsun. işte tam bu anda giriyo kafana bu düşünce. bileğinin hakkıyla kazandığın süper lig şampiyonluklarıyla mı yetiniceksin yoksa oyunu kapatıp son kaydettiğin yerden tekrar başlayarak kendine haksızda olsa bir şans daha mı vericeksin. ne evlilik, ne okul, ne iş. bir fm ci için hayatının en zor kararı işte budur sözlük.
bazen şerefsiz fm'nin kendisi zorlamaktadır buna. galatasaray alınır, sezona başlanır. zaten kıt kanaat bir transfer bütçesi vardır, dişinden tırnağından ayırıp iki nokta transferle sezona girersin. çekişmeli bir sezon olsa da takım genel olarak başarılıdır. ilk yarının sonuna doğru bir beşiktaş maçında daha ilk yarım saatte beşiktaş 8 kişi kalır. keyifle puromuzu tüttürmeye başlamışken kontraataktan louis saha bir gol ekleştiriverir. neyse daha çok vakit var denir, ikinci yarının başında saha bir daha tıkar. takımı komple hücuma verirsin, bir gol bulur ikinciyi beklemeye başlarsın, doksanda saha bir daha tıkar, 3-1 yenilirsin.
futbol bu, olur böyle şeyler deyip oynamaya devam edersin. ligin ikinci yarısında kupa'da beşiktaş'la eşleşilir. rakip bu kez 60. dakikada 8 kişi kalmıştır ve bu kez 1-0 mağlup olunur. iki maç sonunda kupadan elenir, fm'ye küfreder geçersin. artık sezonun kritik haftaları gelmiştir. beşiktaş şampiyonluk mücadelesinden çoktan çekilmiştir, bir galibiyet ile fenerbahçe önünde büyük avantaj elde edilecektir. maç başlar, ilk yarı bitmededn beşiktaş 1-0 öne geçer, akabinde 8 kişi kalır. başa gelecek olan şey anlaşılmıştır ama yine de tüm takım hücuma çıkartılır. saha bir kontrataktan durumu 2-0'a getirir.
oyunda bug olduğuna kanaat getirilerek bir önceki save'den yeniden başlanır. ta ki şampiyon olana kadar.
