apaçık bir gerçektir. islam'a göre allah ve peygamberi dışında kimse dini bir kurum, kural ihdas edemez. hilafetin ne kuran'da, ne de sünnette tek bir dayanağı yoktur.
sadece peygamber ölüm döşeğindeyken gerçekleşen "kırtas olayı" vardır. peygamber etrafındakilere kağıt, kalem getirilmesini, kendisi öldükten sonra sapıtmamaları için bir şeyler yazdırmak istediğini söylediğinde, ömer "ne dediğini bilmiyor. bize allah'ın kitabı yeter" diye engel olmuştur.
bunu söyleyen ömer, peygamber ölür ölmez, cenazesini ortada bırakıp ve de ebubekir ile bir olup, allah'ın kitabında yeri olmayan hilafet kurumunu ihdas etmek için harekete geçmiştir. daha doğrusu harekete geçmiş olanlara müdahale edip, hilafetin ebubekir'e geçmesini sağlamıştır.
durum apaçık gösteriyor ki hilafet dini değil siyasi bir kurumdur. ne dayandığı dini bir temel vardır, ne de dini meselelerde din adına son sözü söyleme yetkisi...
"Kim Allah'in indirdigi(seriatle) hukmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendileridir." Maide 44
Bu ayet, ihtilafa düşülen bir konuda beşer kanunuyla hükmeden kişiler için indirildi.
Yani mesele halife başbakan değil. Kim Allahin kanunlarindan ustun sistemi güzel görürse dinden çıkar..
Ornek olarak Allah kitabında, katil olanın öldürülmesi emri var. Kim de çıkıp, buna en uygun ceza 10 yıl hapis derse ayeti inkar etmiş olur ve yeri cehennemdir.
Kafirleri anliyorum,
Fakat Müslümanım diyen kişilerin Allah'in kitabini nasıl arkasına attiklarina inanamiyorum.
islam devletlerinde seküler bir yapı yoktur. yani zaten seküler yapı da dinidir. o yüzden siyasi yapıda din ve siyasi ayrımı yoktur. bizans ve osmalı bu kafadadır.
batıda kilise ayrı güç kral ayrı güçtü. bu ikisinin birbirine karışması sorun olmuştur.
ancak doğuda zaten hem din hem siyaset bir arada olduğundan hilafet dini kurum değildi demek boş oluyor.
çünkü din siyasetten ayrı bir yan barındırmaz. zaten islam toplumları siyasetle değil dinle yönetilir gene. dini siyaset de olabilir.
