Az önce YouTube ta videolarına denk geldim ve sözlük acaba ne düşünüyor diye merak ettik. Gördüm ki ağır bir nefret ve küçümseme var. Şu bir gerçek ki buradan bu adama sallayan tipler bu adamın onda biri bile etmezler.
sesinde fazlasıyla tasavvufu hissettiğiniz ve youtubede minimalizm üzerine videolarına denk geldiğim adam. her an videoyu ilahi ile bitirecekmiş hissiyatı veriyor insana.
Dini duyguları sömürmek ülkemizde her olay üzerinde olduğu gibi edebiyat üzerindede yapıldı. Fakat şaşırtıcı olan taraf birçok kişi tarafından okunması, kitapları çıktığı dönemde ise çok satanlar listesinde uzun süre kalmış olması. Tabiki şaşırtmadı.
Din üzerinden prim yaparak muhafazakar kesim tarafından pohpohlanan, Eline kalem kağıt alan birçok bireyin yazabileceği tarzda yazılara olan boş yazar.
Sıfır şiir anlayışı. Sıfır sanat. Bolca saçmalık, bolca saçmalık. Çok satan bir şairin özeti buysa edebiyatımız irtifa kaybediyor demektir. Bizim edebiyatımız dünyanın en büyük edebiyatıdır. Batının Shakespeare'i yokken bizim Yunus emremiz vardı. Bu topraklar ne şairler, ne yazarlar gördü. Bu topraklar da şair olmak Münevverlik ister. Şarlatanlık değil! Bugüne kadar birçok şiir, öykü yarışmasında jürilik yaptım. Emin olun lise talebelerinin elinden çıkmış olan şiirler bu şairin (!) şiirlerinden kat kat daha güzel. Abdülhak Hamit Tarhan'ın bile sığ olmakla eleştirildiği bir edebiyatta siz kim oluyorsunuz? Söyleyeyim kitap tüccarı.
Duygu sömürüsü yapıp parayı götüren yazar. Valla bizim aptal okuyucu kitlesinin açığını iyi bulmuşlar, sikindirik sözler yazıp geçiyorlar. Bizim okuyucular zaten ne olursa olsun okurlar, yeter ki popüler olsun, yeter ki okuyan diğer aptallardan geri kalmasın.
işin kötü tarafı bu tip boş kitaplar okuyup piyasada, ortamlarda ben okuyucuyum, edebiyatla ilgileniyorum diye gezerler.
Aşırı samimiyetsiz, yazdıklarından anlam olarak uzak, kalite olarak yakın birisi. Bu ülkede bu kadar çok satmış ve ilgi görmesinin tek nedeni ise gerçektende ülkedeki okurların birçoğunun bilinçsiz olması ve önlerine konulan her popüler olan eseri amaçsızca okuması. Malum yazar insanların duygusal açıklıklarını iyi bildiği için tıpkı mevcut hükümet gibi dini çok iyi kullanıp pazarlıyor. Ayrıca yazdığı sözler edebiyattan fazlasıyla uzaktır. Sırf ergen kızlarımız sosyal medyada paylaşacak söz bulsun diye yazılmış sanki tüm kitapları. Eminim ki hayatında 5 tane gerçekten de iyi diye nitelendireceğiz kitap okumamıştır.
Kendisinin internet ortaminda bir suru poz verdigi fotografi olmasina ragmen bu sene xx sehri kitap fuarindaki iki bucuk saatlik bekleyisimiz sonucu bizim kitabimizi imzalamasinin ardindan foto cekinebilir miyiz teklifimizi ben poz vermiyorum diye reddeden populer kültürün yucelttigi zannimca boş insan. O hareketinden sonra kitaplarini disarda çöpe atmistik ayrica bizden öncekilerden fotograf cekindigi insanlar olmustu ve bağyan hayranlarina kucuk hediyeleri olmustu.
"Besmelesiz başladım diye mi
Doyamıyorum seni sevmeye?
Halbuki niyet etmiştim adın gibi,
Namaza durur gibi,
Orucu tutar gibi.
Gönlüme,Ömrüme niyet ettim bu sevdayı,
Doyamıyorum dediğime bakma,
Doymak da istemiyorum."
Basbayağı ŞiRK lan bu! Şaka şaka muhafazakar kızlar eqlesin tadında, mis gibi.
Bir Jet Fadıl değil ama o da geçirenlerden, takdir ediyorum.
Onca övülmüş illa o kitabı al ve oku ısrarlarına dayanamayıp raftan alıp şöyle bi karıştırdıktan sonra ben bu kitaba para vermem deyip hızla uzaklaştığım yazar aday adayı.
21. yüzyılın en büyük hatası. Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Ömer Tuğrul inançer gibi adamlar dururken bu kendini edebi sanan adamları neden okuyorsunuz anlamam.
hakaner344 para karşılığı birini kötülemek de nasıl bir .......luktur. çok ilginç. Yazdıklarım tamamen bilgidir. Seninkilerse yorumdur. Ben bilgi vermeye devam edeceğim sen de çamur atmaya devam et. Öteki taraf gibi bir derdin yok sanırım.
Hikmet Anıl Öztekin'in yeni kitabı Eyvallah'ın arka kapak yazısı:
Herkesin bir derdi vardır. Bazıları geçer, bazıları geçmez. Bazıları anlatılır bazıları da anlatılmaz. Bazen de anlatmak istersin ama dinleyecek kimseyi bulamazsın. Bilirsin, muhabbettir ihtiyacın ama edecek kimse yoktur. işte bu kitap bunun için, dertleşmek için yazıldı. Yalnız olmadığını bil diye yazıldı. Muhabbet için, muhabbetle yazıldı...
Biraz yağmurun, biraz da hüznün düştüğü gecelerde bu kitabı okurken şunu hissedeceksiniz;
“Hâlâ dertleşebilecek birileri varmış bir yerlerde...”
Bazen solundan, soluğundan eksilirsin yine de eyvallah dersin...