Her rüyadan dürtülerek uyandırılan yazarlar; zall Efendi'nin rüyalarına girip zall'ın aklına istedikleri yazarı çaylak etmenin fikir tohumunu ekiyorlardı. inception..
Geldi dediysem öyle kapıyı falan çalma değil ha kapıdan güm diye bir sesle kapının yerle yeksan oluşu ağır çekimde hala gözümde canlanıyor. Sonra tabii suratımı yerde buldum...
Sonra eski karım sike sike bana istediğim vücudu ve kadınları vereceğini ve kendisinin de çöpe atılacağını anladı ve baba beni istemiyor babaaaaaa, baba bana sadık değilmiş babaaaaaaa diye zırlayarak Babişkosunun omzunda ağlamaya başladı.
allahtan ev tek katlı ve balkonun altındaki büfenin yeşil-beyaz gölgeliği vardı da, klas bir salto hareketiyle yere örümcek adam gibi düştüm. sonra sol dizim ve sol elimi yerden kaldırmadan başımı hızla balkona çevirdim, az kaldı boynu incitiyordum... baktım ardımdan bakıyorlar, kaç dedim necati, bunların bakışı bakış değil... kaçmaya başladım ancak içimi o sessiz korku bastı.. meğer
olaylar o kadar karmaşıktı ki; hangisini önce hangisini sonra yaptığımı, gerçekten çocuğum olacak mı ? kenan hanımın yanında mı, yoksa ikisi bir oldu beni mi sikiyorlar diye aklımda deli sorular belirdi... ben de stressten osbir çekmeye başladım... sonra bi an düşündüm...
Bunun bir subliminal mesaj olduğunu düşündüm. Sonradan fotoğrafına baktım, Ak sakallı dede gerçekten de karl marx'tı ve şu kanaate vardım ki, komünizmde kadınlar da erkekler de ortak kullanıma açık, belli bir sahipleri yok.
Kenan da bana an itibari ile eşimin yanında olduğunu, her şeyi eşime anlattığını söyledi. O esnada eşimden gelen mesajda ise "çabuk eve gel şerefsiz" yazıyordu.
Eve gitmeden önce kitapçıya uğrayarak komünist manifestoyu aldım ve eve doğru yola koyuldum.