Hidrolik, her ne kadar Yunanca su anlamına gelen HYDROS ve boru anlamına gelen OULiS kelimelerinden türemiş olsa ve genel anlamıyla “su bilimi” olarak bilinse de, endüstriyel kullanımdaki anlamı; enerji iletimi için sıvıların kullanılmasıdır. Bunun nedeni, akışkanların kayma gerilmelerine uğramalarında, sürekli bir şekil değiştirmeye maruz kalmalarıdır ( katılar ise gerilmenin değerine bağlı olarak, plastik şekil değiştirmeye uğrarlar).
Buna göre hidrolik sistemler için iki ana çalışma şekli öngörülebilir:
iş makinalarında, bir noktadan diğer bir noktaya enerji transferi, enerjinin harekete dönüşümü ve kontrolü için dört metot kullanılır. Bunlar; mekanik (şaft,dişli,zincir veya kayış vasıtasıyla), elektrik (elektrik kabloları ile), pnömatik ve hidrolik güçtür (hortum,boru ve kaplinlerle). Enerji dönüşümünde hidrolik güçten faydalanma, yüzyıllar öncesine dayanır.Yel değirmenleri ve su çarkları akan suyun kinetik ve \ veya potansiyel enerjisini dönme hareketine çevirirler. Geçen yüzyılda, Endüstri Devrimi süresince, ağır iş makinalarını çalıştırmak için, boru içinden akan sudan büyük ölçüde yararlanılmıştır. Böylece, günümüz modern iş makinalarında, kullanılan hidrolik sistemlerin temelleri atılmıştır.
(8f x Q^2 x L) / (pi^2 x g x D^5) = Hf = (f x v^2 x L) / (d x 2g )*formülünü ezberletir, içindekilerden birini çeker, döner döner sorar, sordukça döner, döndükçe sorar... Hardy-Cross yöntemine falan hiç girmeyeceğim ama kolay derstir. Bol soru çözdükçe mantık oturur, rahatlıkla geçilir.