zoboo dansıdır. şimdi o ne ki diye soranlar olacaktır, izah edeyim. denk gelenler varsa hatırlayacaklardır. bir zamanlar tv de çocuklar için bir belgesel yayınlanırdı. adı zoboo mafo. chris ve martin kardeşlerin sunduğu, maskot olarak da zoboo adında maymun benzeri tuhaf bir yaratığın kullanıldığı bir belgeseldi bu. zoboo bazen geçmişe gider ve memleketi zaboolandde yaşadığı maceraları anlatırdı. bu dans da işte zaboonun orda icra ettiği danslardan biriydi. her bölümde mutlaka görülürdü.
hido dansı uydurmadan önce bu belgeseli izlemişmidir bilinmez ama üstünde pek de eğreti durmadığı aşikar.
reklam kuşağında sıklıkla son sahneyi geçtikleri için pek denk gelinemeyen dans. hido şahane 3gerisi teferruat. ne hazineymişsin, bal kaymakmışsın dansına, geniş omuzlarına, vurgularına gurban.
merak işte; sorarım bazen kendi kendime
düşsemiydim başka rüyaların peşine
cerrah olurdum belki bu alem de
uzay da yürümek varken dünyada koşmak niye?
beni hido'dan soğutan danstır. ne biliyim bi havası vardı adamın gözümde. basketbola dair bildiğim iki üç şeyden biri hidayet türkoğlu'ydu. amerika'da top oynayıp, dünyanın parasını kaldıran adamdı. bi gün bi turistle sohbete dalsam napıp edip arada adının geçmesini sağlıyacağım adamdı. özetle; "keşke hiç olmasaydı" dedirten dans.
aslında orada hido'muzun aklına aldığı 50 milyon doları gelmiştir. göbek atmaktan karın kasları hamladığı için sadece omuzlarını oynatabilmiştir. çok sempatiktir.