hem suçlu, hem güçlü, bir zahmet yeni bir sevgili bulup, kinini ona kusması gereken eski sevgilidir. kinlenene kadar elinde tutmayı bilseydi. sevgiliyken kapris, eskiyken kapris. oh, ne alâ.
Kimse ahmak değildir, hayal-gezen, hayal-kuran ve hayal kıran olmadığı gibi!
Yani kimse hiçbir neden yokken kin tutmaz, nefret bağlamaz yaftalanacak çeper kimliğiyle... Canı acıyan bir iç geçirir, eseflenir, incinir, kırılır, aldanır ve belki de kinlenir. Bir neden yokken kim incitmek ister aşk yaşadığı ademoğlunu ya da havvakızını?
Kin tutmak yeğ midir geçmişin izlerine? Ama en çok da rolün öznesine? Çok canı acıyanın kanı durur mu? Akacak kan başta durur mu? Bir de, eskiyi eskide bırakmayıp, onu taze tutana insaf olur mu?
Olmaz...
Kin bağlar en sakin ve ondan evrilensakil hisleriniz. Durdurulur gibi değil, kontrol altında olacak gibi değil... Delişmen ruhunuzla etkiye tepki yapmanız artık size mubah, vicdanınıza da rahatlama adına haktır.
Kandırmayalım şimdi kendimizi; kimse masum olan birine kin tutmaz. Kimse masum yaşadığı bir şeye husumet biriktirmez. Kimse geçmişinin hatırına ve anısına tecavüz etmez; güzel bırakmayı yeğler. Dokunulmayan yılan bin yıl yaşar...