aşkın gelişimine bağlı olarak değişik yorumlanabilecek durumdur.
evet gerçek şu ki; sana aşık olmak istiyorum. ilk değil belki ama son ol istiyorum... ama canımı yakacaksan başından bileyim ve hiç denemeyeyim.
e zaten güzelliği orda saklıdır. düşünmezsin birini, aramazsın da o gelir seni bulur. ve sen güülümserken bulursun kendini. aşk çat kapı gelmiştir. hoşgeldin.
aşık olmaktan farksız olan eylem. zaten aşk denen meret insana bir keskin nişancı mermisi gibi gelir. nereden geldiğini anlamadan, "dan" diye içinde hissedersin. halis mulis olanı böyledir, ha sizin aşk tanımınız "televole" tipiyse o zaman zaten bilerek isteyerek aşık olursun elbet, zaten sıçar gibi aşık olursun her hafta başkasına. ne de olsa iki kere elini tutarsan, o da sana şöyle bir bakarsa artık aranızda büyük bir "aşk" vardır...*
hele bir de uzak bir kentte yakalanılmış ise; insanı daha derinden etkileyen aşktır. o saatten sonra sorumluluk filan hiç bir şey insanın umrunda olmaz o olsun başka birşey istenmez bin kilometre yol her fırsatta tepilmeye çalışılır. lakin bu aşk umutsuz bir aşksa bu anlaşılamaz sadece yaşanabilir böyle şeyler işte.