Olmaz kardeşim. Çünkü biz her filme ideoloji yüklüyoruz. Oda izleyiciyi eğitmek, eğlendirmek yerine ona yol biçmek anlamına geliyor. Türk milletinin kanıyla uyuşmayan filmlerinde pek izleyicisi olmuyor.
Örneğin Cüneyt arkın ın Battalgazi filminde Seyyid Battalgazi nin Bizans hükümdarının karısından piç çocuğu var. E maneviyatını Battalgazi den alan bir millet ile bu senaryo hayatta uyuşmaz. Yine fetih 1453 filmindekı fatih in rolünde hırs, kibir ve düşmanı hor ve aşağılık göstermek algısı var. Ulubatlı hasan in yine gayri meşru ilişkisi mevcut. Tarihimizi bize ters düz etmek için çekilen bu filmler milletçe beğenilip ilgi duyulmamaktadır. Bu aziz milleti tarihinden koparmak, ondan nefret ettirmek amaçlı senaryolar yazanların " bilim kurgu " gibi insanın hayal dünyasını açan filmlerle ilgileneceğinide hiç sanmıyorum.
Başlığı revize ederek bakarsak yerli yapım değil de özgün yerli yapım olmadığını söyleyebiliriz.
Aslında fetih 1453 gibi bir filme ayrılan bütçenin daha azıyla bilim kurgu bir film yapılabilir.
Sadece uzayda geçen büyük yeşil ekran efekt teknolojisi ile çekilen filmler bikim kurgu değil.
Mesela daha ciddi olsaydı onur ünlü filmi sen aydınlatırsın geceyi bilim kurgu sayılabilirdi.
Sinemanın tabir caizse emekleme döneminde büyük bütçeli iddialı filmler çekmeye çalışmak yerine daha mütevazi bütçeli filmlere yönelmek ve acemilik dönemini bu filmlerle atlatmak gerekirken bizde neredeyse hiç film çekilmiyor olmasını neye bağlayabiliriz.
Ben bunun bir arz talep meselesi olduğunu düşünüyorum. Her insan her vatandaş dünyaya kendi perspektifleriyle yaklaşıyor.halkın gündeminde osmanlı özlemi başkanlık büyük türkiye gibi temalar hakimken bu büyüklük düşüncesi aya yolculuk ile tatmin edilmiyor.
Kurtlar vadisi amerikan özel birliğini perişan edince biz mutlu oluyoruz. Elin amerikalısı da dünya egemenliğini bitirdiği için şimdi kafayı mars filmleri ile bozdu.
Bu mesele tamamen hangi düzeyde hakimiyet arayışında olduğunuz ile ilgili.
Çünkü ülkenin en büyük bilimsel kurumunun başına hayvanat bahçesi müdürünü atayan bir ülkeyiz. Bilim olmadan kurgusunun olmasıda mümkün değil. inat edip birisi yapacak olursa da millet o filme götü ile güler ancak.
bizim taklit bilim! kurgu filmleri abd'de moda bile olmuştur. adamlar komedi filmi olarak izliyorlarmış. o kadar kötüler ki çok iyiler falan diyorlarmış. bu arada duyduğum kadarıyla özellikle abd'deki yunanlılar bu işi yaymışlar.
"Philadelphia ve New York Daily News gazeteleri, New York'ta bir moda haline gelen kült Türk filmlerini işledi. Haberlere göre, 'ucuz kostümlerle uçan şişko süpermen', Türk 'Örümcek Adam', Türk 'Frankeştayn' ve Türk 'Barbar Conan'ın maceraları New York'ta büyük ilgi görüyor. Türkiye'de sadık bir hayran kitlesi tarafından defalarca izlenen, 'Dünyayı Kurtaran Adam' ve benzeri 'değersiz (trash)' ancak 'kült' Türk filmleri, ABD'de fenomen oldu. Haberlerde, çekildikleri 70'ler ve 80'lerde Türkiye'de büyük bir hayran kitlesi edinen Hollywood filmlerinin Türk versiyonlarının, ABD'deki videocularda didik didik arandığı yazılıyor. Kim's Mediapolis isimli video mağazasının yöneticisi David Kang, "iyinin kötü taklidine büyük bir açlık var, özellikle bu kentte. Bir partide fonda bu filmleri gösterebilirsiniz, çok şık olacaktır. insanlar bu filmleri çok seviyor" dedi. Didik didik arıyorlar Hollywood'a gönderme yaparak, bu filmlerin 'Turkeywood'dan geldiğini yazan gazeteler, kötü ve felaket arasında bir kalitede değişen, altyazısız bu filmleri en acımasız eleştirmenlerin bile çeşitliliği yüzünden övdüğünü vurguladı.Teksas, Austin'den video kulübü sahibi Tim League de, "Orijinal filme saygısızlıklarını, telif haklarını topyekûn umursamayışlarını seviyorum. O kadar kötüler ki çok iyiler" diye konuştu."
Türk filmleri ABD'de marketlerde bile satılıyor. Ben de 2000 yılında ABD'ye ilk gittiğimde Dünyayı Kurtaran Adam ile Kara Şimşek'i gördüm, 20 dolardan satılıyordu, hemen aldım. Bizim Dünyayı Kurtaran Adam dışarıda da büyük yankı uyandırdı 'kült film', 'en kötü film' olarak. Hatta en kötü yönetmen seçilen italyan Ed Wood ile görüşmüştüm. Şimdi, Dünyayı Kurtadan Adam'a ingilizce dublaj ve müzik yapmışlar. 29 Ekim'de California'da birkaç sinemada gösterilecek. Ben de ne oluyor, bu filmleri kim almış kim satmış diye birilerini aradım, haberim yoktu ama bir taraftan da hoşuma gidiyor, neticede benim filmim oynayacak Amerika'da.
