hastanın zeka ve kültürel özellikleriyle açıklanamayan, dış gerçekliğin yanlış yorumuna bağlı, her türlü mantıklı açıklamaya rağmen değiştirilemeyen yanlış inançlardır.
sarsılmaz inanç. gerçeceğe dayanmayan ama inanan kişiyi naparsanız yapın gerçeğe inandıramadığınız durum. örnekse natalie portman bana aşık, fbi beni takip ediyor gibi düşünceler.
fütursuzca bir şeyi savunma, afaki konuşma, doğru olmayan şeylere körü körüne inanma anlamına gelen arapça hadayan kelimesinden türkçemize geçmiş bir kelime.
kişinin yaşadığı sosyokültürel çevreyle uyumsuz, gerçekle bağlantısı olmayan, kişi tarafından herhangi bir mantığa oturtulmuş veya oturtulmamış , sanrı diye de isimlendirilebilen inanışlardır.
burada iki önemli nokta vardır;
1) kişinin yaşadığı sosyokültürel çevreyle uyumsuz olmalı; bazı kültürlerde günümüzce yanlış olduğu bilinen şeylere inanç devam etmektedir, dolayısıyla o topluma ait bir birey buna inanıyorsa bu düşünce hezeyan olarak adlandırılamaz.
2) kişi bunun gerçek olduğuna inanmalıdır. hasta olduğunun farkında olmamalı, yani içgörüsü olmamalıdır. eğer bunun yanlış olduğunu biliyor, buna rağmen bu düşünceyi kafasından atamıyorsa buna hezeyan değil obsesyon(takıntı) denir.