birilerinin işine geldiği gibi yorumlayarak vatan, millet sevgisini putperestlik olarak lanse etmesidir.
atatürk heykelleri putperest mabetleri, anıtkabir de sözüm ona putperestlerin baş mabedi olarak dillendirilir.
türbe ye olmadık yerlerini süren, tabutların yanında kıvrılıp yatan, sakal tellerine, ayak izlerine, hırkalara tapan bu zihniyetsizliğin hangi hakla vicdanları yargıladığı ise muammadır.
çanakklale ye gidip seyit onbaşı heykelinin karşısına geçip, duygulanan, bir çok ildeki mevlana ve padişah heykellerine büyük bir hürmet ve saygı ile yaklaşan zihniyetsizlerin, düşman adlettikleri insanlara kin ve husumetle putperestlikle itham etmesi anlaşılır şey değildir.
kendilerine müslüman diyebilmeleri ise ayrı bir mevzudur.
sen dininin en önemli kurallarına riayet etmeyecek, gıybet ve iftira ile tanrıyı oynayıp, insanları putperest, kafir, cehennemlik olarak etiketleyeceksin, sonrada geçip ahlaklı insanı, has müslümanı oynayacaksın.
put: ibadet edilen, tapınılan tanrı veya tanrıça heykeli.
heykel: sanatsal kaygılarla yapılan, bulunulan toplumun maddi ve manevi değerlerini yansıtan göze hoş gelen, sanat eseri.
iki tanım arasında ince çizgiyi bırakın, alaka bile bulunmaz.
son derece incedir ve bir saygı duruşu anında kendini secde eder pozisyonda bulman an meselesidir. en güzeli tedbirli olup hiç yanaşmamaktır.
sevmek ve tapmak arasında bir çizgidir ki bunu herkes idrak edemez. çoğu putperest, aslında bir puta tapmadığını, putun taşıdığı maneviyata taptığını söyleyegelmiştir.